İçinde Kalıp Bulunan Kelimeler
İçinde KALIP olan 19 kelime bulunuyor. İçerisinde KALIP geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kalıp kelimesinin anlamı nedir? Kalıp ile başlayan kelimeler. Kalıp ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
BASMAKALIPLAŞMA28
14 Harfli Kelimeler
KALIPLAŞMIŞLIK28
13 Harfli Kelimeler
BASMAKALIPLIK23
11 Harfli Kelimeler
KALIPLAŞMIŞ24, KALIPLAŞMAK20, KALIPLATMAK17, KALIPLANMAK17
10 Harfli Kelimeler
KALIPÇILIK20, BASMAKALIP19, KALIPLAŞMA19, KALIPLAMAK16, KALIPLANMA16, KALIPLATMA16
9 Harfli Kelimeler
KALIPLAMA15
8 Harfli Kelimeler
KALIPSIZ18, KALIPLIK14
7 Harfli Kelimeler
KALIPÇI16, KALIPLI13
5 Harfli Kelimeler
KALIP10
KALIP (Kelime Kökeni: Arapça ḳālib)
-
Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç
İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir. - Peyami Safa
- Biçki modeli, patron
-
Genellikle küp biçiminde yapılan
Bir kalıp peynir.
İki kalıp sabun.
-
Gösterişli görünüş
Kalıbına bakarsan aslan gibi.
-
Biçim, durum
Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu. - Halide Edip Adıvar
- Yenilikten uzak, özgün olmayan
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalıba dökmek
- kalıba vurmak
- kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek)
- kalıbından utanmamak
- kalıbını basmak
- kalıbının adamı olmamak
- kalıp gibi oturmak
- kalıp gibi serilmek
- kalıp gibi uyumak
- kalıp kesilmek
- kalıptan kalıba girmek
Birleşik Kelimeler: kalıp kıyafet, kalıp sigarası, alçı kalıp, basmakalıp, baskı kalıbı, basma kalıbı, buz kalıbı, pasta kalıbı, silme kalıbı, yüz kalıbı
KALIPLI
- Kalıplanmış olan
-
Düzgün, biçimli
Hüseyin Efendi ütülü pantolonu, kalıplı fesi, yeni kravatı, temiz gömleği ve olgun konuşması ile sahiden efendiydi. - Yusuf Ziya Ortaç
-
İri yapılı, heybetli
Bu, eski külhanbeyi biçiminde yürüyen kalıplı bir katildi. - Kerim Korcan
Birleşik Kelimeler: kalıplı kıyafetli
KALIPLIK
- Kalıp yapmaya veya koymaya yarayan şey
Birleşik Kelimeler: basmakalıplık
KALIPLAMA
- Kalıplamak işi
Birleşik Kelimeler: silindir kalıplama
KALIPLAMAK
- Biçimi bozulmuş bir şeyi düzeltmek için kalıba geçirmek, kalıba vurmak
KALIPLANMA
- Kalıplanmak işi
KALIPLATMA
- Kalıplatmak işi
KALIPÇI
- Kalıp yapan veya satan kimse
- Görevi herhangi bir şeyi kalıba vurmak olan kimse
- Beton kalıplarını yapan kimse
KALIPLATMAK
- Kalıba vurdurmak
KALIPLANMAK
- Belli bir kalıp verilmek, kalıba vurulmak
KALIPSIZ
- Kalıba dökülmemiş
-
Biçimsiz, düzgün olmayan
Kalıpsız kırmızı büyük fesi, tıpkı bir ibik gibi duruyordu. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: kalıpsız kıyafetsiz
BASMAKALIP
-
Özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan, harcıâlem, klişe
Kimi daha da iyi söylenebilecek basmakalıp fikirleri piyesleştirdiğinden dem vurdu. - Haldun Taner
- Özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen, bilineni tekrarlayan bir biçimde, sloganvari
KALIPLAŞMA
-
Kalıplaşmak işi
Yurt ve özgürlük için ses yükseltmiş, her türlü kalıplaşmanın dışına çıkmaya çalışmıştır. - Selim İleri
Birleşik Kelimeler: basmakalıplaşma
KALIPLAŞMAK
- Belli bir biçim almak, klişeleşmek
-
Görevini yitirmek
`Birisi, kimisi` kelimelerindeki -i iyelik eki kalıplaşmıştır.
- Durumunu sürdürmek, belli bir durumun dışına çıkmamak
Birleşik Kelimeler: basmakalıplaşmak
KALIPÇILIK
- Kalıpçının yaptığı iş