İçinde Kala Bulunan 9 Harfli Kelimeler

İçerisinde KALA olan 9 harfli 25 kelime bulunuyor. İçinde KALA olan 9 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kala ile başlayan 9 harfli kelimeler. kala ile biten 9 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FEVKALADE23, KALAFATÇI19, ŞAKALAŞMA16, KALAYHANE15, YAKALANIŞ15, HALKALAMA14, TOKALAŞMA14, ÇALKALAMA13, CAKALANMA13, ISKALAMAK12, İSKALARYA12, KALABALIK12, KALAYLAMA12, MÜNAKALAT12, YAKALAMAK12, YAKALATMA12, YAKALANMA12, KORKALAMA11, MARKALAMA11, OKKALAMAK11, ARKALANMA10, ARKALAMAK10, KAKALAMAK10, KAKALANMA10, KALAKALMA10

ARKALANMA

[isim]

  • Arkalanmak durumu

ARKALAMAK

[-i]

  • Arkasına almak, yüklenmek

[mecaz]

  • Bir kimseye güven vererek yardım etmek, destek olmak, korumak, müzaheret etmek

    Bu roman, sanırım İş Bankasının arkaladığı ilk Tan gazetesinde tefrika edilirken üniversite öğrencisi idi. - Haldun Taner

KAKALAMAK

[-i]

  • Kakmak

    Kakalamaktan parmak uçları delik deşik terzi çırakları, kalfalar... - Attila İlhan

  • Sürekli çekiştirmek, itmek, kakıp durmak

[mecaz]

  • Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak

[nesnesiz]

  • Kaka yapmak

KAKALANMA

[isim]

  • Kakalanmak işi

KALAKALMA

[isim]

  • Kalakalmak işi

KORKALAMA

[isim]

  • Korkalamak işi

MARKALAMA

[isim]

  • Markalamak işi

OKKALAMAK

[-i]

  • Bir şeyin ağırlığını yaklaşık olarak anlayabilmek için elle yoklamak

[mecaz]

  • Gereğinden çok övmek veya ilgi göstermek, koltuklamak, pohpohlamak

ISKALAMAK

[nesnesiz]

[argo]

  • Hedefe denk getirememek

İSKALARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca scalare)

[isim]

[denizcilik]

  • Çarmıhların halat basamakları

KALABALIK

[isim]

  • Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu

    Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum. - Ahmet Haşim

  • Gereksiz, karışık şeyler topluluğu

[sıfat]

  • Sayıca çok

    O kalabalık caddenin canlılığı çok hoşumuza gidiyor. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalabalık etmek

Birleşik Kelimeler: kalabalık ağızlı, ağzı kalabalık, başı kalabalık, kuru kalabalık, ağız kalabalığı, laf kalabalığı

KALAYLAMA

[isim]

  • Kalaylamak işi

MÜNAKALAT (Kelime Kökeni: Arapça munāḳalāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Ulaştırma

YAKALAMAK

[-i]

  • Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak

    Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım. - Refik Halit Karay

  • Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek
  • Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak

    Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar. - Halide Edip Adıvar

  • Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak

    Kocasını bir kadınla yakalamış.

  • Söz, bakış veya işareti fark etmek
  • Birdenbire etkisi altına almak

    Yağmur bizi yolda yakaladı.

  • Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak

    Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor. - Attila İlhan

  • Avlamak, tuzakla ele geçirmek
  • Tutturmak

    Sayısal Loto'da beşi yakaladım.

  • Aynı düzeye gelmek

    Türkiye geçen senenin ihracat rakamlarını yakaladı.

YAKALATMA

[isim]

  • Yakalatmak işi