İçinde Kai Bulunan Kelimeler

İçinde KAİ olan 21 kelime bulunuyor. İçerisinde KAİ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kai ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

KAİDESİZLİK17, KOKAİNOMANİ14

9 Harfli Kelimeler

KOKAİNMAN11

8 Harfli Kelimeler

KAİDESİZ14, KOKAİNCİ12, MÜTEKAİT11, KAİMELİK9

7 Harfli Kelimeler

KAİDECİ12, ARKAİZM11, KAİDELİ9

6 Harfli Kelimeler

KOKAİN7, MİKAİL7, NEKAİS7, ARKAİK6, KAİNAT6

5 Harfli Kelimeler

KAİDE7, KAİME6, AKAİT5

4 Harfli Kelimeler

KAİM5, KAİL4, KAİN4

KAİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾil)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Söyleyen
  • İnanmış, aklı yatmış

    İkimiz de bu odayı tutmakla çok akıllılık ettiğimize kaildik. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kail olmak

KÂİN (Kelime Kökeni: Arapça kāʾin)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bulunan, olan

AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)

[isim]

[din bilgisi]

  • Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü
  • Bu kuralları toplayan kitap

KAİM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾim)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Başka bir şeyin yerine geçen
  • Ayakta duran, var olan

[din bilgisi]

  • Her zaman var olan (Tanrı)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaim olmak

ARKAİK (Kelime Kökeni: Fransızca archaïque)

[sıfat]

  • Güzel sanatlarda klasik çağ öncesinden kalan

[edebiyat]

  • Konuşulan ve yazılan dilde, kullanımdan düşmüş olan (eski söz veya deyim)

KÂİNAT (Kelime Kökeni: Arapça kāʾināt)

[isim]

[gök bilimi]

  • Evren

    Bizim için ölüm yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Dünya

    Varlığımı kaplayan, haşmetle uğuldayan / O büyük yeisim için kâinatı dar gördüm - Enis Behiç Koryürek

[zamir]

[mecaz]

  • Herkes

KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)

[isim]

[eskimiş]

  • Buyruk, resmî kâğıt, ferman

    Mezat kaimesi.

  • Kâğıt para, kâğıt lira, kayme

    Atıf Bey cüzdanından çıkardığı bir reçeteyle bir beş liralık kaimeyi uzatarak... - Hüseyin Rahmi Gürpınar

KOKAİN (Kelime Kökeni: Fransızca cocaïne)

[isim]

[kimya]

  • Koka yapraklarından çıkarılan ve bağımlılık yapan uyuşturucu bir alkaloit

    Kocası kokain alır, zati hep bu yüzden satıp savdılar. - Falih Rıfkı Atay

MİKÂİL (Kelime Kökeni: Arapça mīkāʾīl)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı buyruğu ile, insanların rızkını dağıtmakla ve doğa olaylarının gerçekleşmesini sağlamakla görevli melek

NEKAİS (Kelime Kökeni: Arapça neḳāʾiṣ)

[eskimiş]

  • Eksiklikler, noksanlıklar

KAİDE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʿide)

[isim]

  • Kural

    Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. - Halit Ziya Uşaklıgil

  • Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, taban, ayaklık

    Güneşten yanmamış tarafı fil dişi bir sütunun kaidesine benziyor. - Halide Edip Adıvar

[argo]

  • Kalça

Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, paralel kaidesi

KAİMELİK

[isim]

  • Kâğıt para cüzdanı

KAİDELİ

[sıfat]

  • Kurallı
  • Tabanı olan

KOKAİNMAN (Kelime Kökeni: Fransızca cocaïnomane)

[isim]

  • Kokain bağımlısı olan kimse

MÜTEKAİT (Kelime Kökeni: Arapça muteḳāʿid)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Emekli

    Onu komşularından bir mütekait askerî doktor tedavi ediyor. - Reşat Nuri Güntekin