[isim]

• Birinin gelmesini, bir şeyin olmasını bekleme, gözleme

  Hastanede ilk günü ve ilk gecesi bu ümit ve intizar ile geçti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[halk ağzında]

• İlenme, beddua, inkisar

Ata Sözleri ve Deyimler

• intizar etmek

[isim]

[gök bilimi]

• Zodyak üzerinde Boğa ile Yengeç arasında bulunan takımyıldızın adı, Cevza

[isim]

[kimya]

• Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi

[isim]

• Kullanıldığı çağdan daha eski bir çağa ait biçimin, yapının özelliği

[sıfat]

• Ailesi olmayan

[zarf]

• Ailesi olmadan

  Cebinde birkaç para ile ailesiz ve dostsuz iş bulana kadar yaşamak mecburiyetinde idi. - Peyami Safa

[sıfat]

• Etkisi olmayan, kuvvetsiz, tesirsiz, nötr

Ata Sözleri ve Deyimler

• etkisiz hâle getirmek

[isim]

• Düzenli, düzgün olma

  Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

• Düzen, çekidüzen

[isim]

• İzmir ilinden olan kimse

[isim]

[hayvan bilimi]

• İzmaritgillerden, pullu ve kılçıklı bir tür küçük balık (Maena smraris)

  Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor. - Ahmet Ümit

• İçilmiş sigara artığı

  Kiminiz de kat çıkacak diye, izmarit toplar gibi boyuna gazete kuponu toplarsınız. - Çetin Altan

[isim]

• İzletmek işi

[isim]

• İzlenmek işi

[isim]

• Bir durum veya olayın duyular yolu ile insan üzerinde bıraktığı etki, intiba, imaj

  İlk izlenim olarak bana pek zeki görünmedi. - Çetin Altan

[ruh bilimi]

• Uyaranların, duyu organları ve ilişkili sinirler üzerindeki etkileri veya belirli bir durumun kişi üzerindeki çözümlenmemiş bütün etkisi, intiba

Ata Sözleri ve Deyimler

• izlenim (veya izlemini) bırakmak (veya vermek)

[-i]

• Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek

  Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi. - Ahmet Ümit

• Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak

  Geceyi gündüz izler.

• Bir olayın gelişimini gözden geçirmek

  Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz. - Salâh Birsel

• Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek

  Televizyonu izlemek.

• Belirli bir yönde gitmek

  Geç vakit hayvanla, Deliçay'ı izleyip gidiyordum. - Halide Edip Adıvar

• Gözlemek, incelemek

  Çocuk kuşu gözleriyle izledi.

• Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek

  Bu üretim politikasını izleyeceğiz.

• Bir şeye uymak, bağlı olmak

  Modayı izlemek.

• Herhangi bir olayla ilgilenmek

  Çeşitli siyasi olaylar karşısındaki tepki ve düşüncelerini dolaylı da olsa izleyebiliyordum. - Haldun Taner

[isim]

[eskimiş]

• Yetki isteme, izin isteme

Ata Sözleri ve Deyimler

• istizan etmek (veya eylemek)

[sıfat]

• İliği olmayan