[isim]

• Organizmanın herhangi bir yerinde iltihaplanma sonunda ölmüş hücre artıklarından ve bozulmuş akyuvarlardan oluşan, mikroplu veya mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat

[sıfat]

• İrin toplamış, cerahatli

[isim]

[halk ağzında]

• Elek ve kalbur üzerinde kalan iri taneler

• Hayvanların beğenmeyerek yemedikleri iri saman

[sıfat]

• Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş

  Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas

[isim]

• İrinlenmek işi, iltihaplanma, cerahatlenme

[isim]

• Zeytinin, sıkıldıktan sonra yağ bakımından zenginliğini yitirmeyen, gübre veya hayvan yemi olarak kullanılan küspesi

[nesnesiz]

• Yarada irin oluşmak, iltihaplanmak, cerahatlenmek

[isim]

• Şirin olma durumu, sevimlilik

  Şık, şatafatlı görünen kıyafetleri, onları güzelliğin, şirinliğin ve cazipliğin birer timsali gibi gösteriyordu. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

• Düz bir yüzeyde bulunan içeri girmiş bölüm

  İki toprak duvarın birleştiği bir girintide diz üstü büzülmüş görünüyor. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[tıp]

• Ağrı kesici, ateş düşürücü, kan sulandırıcı ve yangı giderici olarak kullanılan hap

  Başım kazan gibiydi, bir kavanoz aspirin içsem ağrımın geçeceğine ihtimal vermiyordum. - Tarık Dursun K.

[sıfat]

• Bir sayısının sıra sıfatı

[isim]

• Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey

  Birincisi ne kadar mağrur ise öbürü o kadar yılışık. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

• Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse

  Sınıfın birincisi olduğundan imtihanlara girişinde... - Ömer Seyfettin

[isim]

• Ulaşım araçlarında mevki, sınıf

  Bütün grubu hiç olmazsa ilk ineceğimiz iskeleye kadar birincide götürmek istemişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

• birinci gelmek (veya çıkmak)
• birinci olmak

[sıfat]

• Girintisi olan

[sıfat]

• Sırada, önemde ilk yeri alan

• Asli

  Sözler ve eylemler birincil anlamlarını yitirdiler, her şey dolaylı yollardan bir başka şeyin göstergesi hâline geldi. - Elif Şafak

[isim]

[bitki bilimi]

• Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa)

  Oradaki uçsuz bucaksız pirinç bataklıklarının sahibidir. - Reşat Nuri Güntekin

• Bu bitkinin besin olarak kullanılan taneleri

Ata Sözleri ve Deyimler

• pirinci (çok) su kaldırmamak (veya götürmemek)

[isim]

• Bakıra çinko katılarak elde edilen sarı renkte bir alaşım

[sıfat]

• Bu alaşımdan yapılmış

  Pirinç mangal.

[isim]

• Birinci olma durumu

• Şampiyonluk için yapılan yarışmalar

  Güreş birincilikleri başladı.