[isim]

• Gelir

  Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

• Gelir getiren mülk

  Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]

• Söyleme

Ata Sözleri ve Deyimler

• irat etmek

[isim]

[tiyatro]

• Bir tiyatro oyununda oyuncuların bir defada söylediği parça

• Yazı veya konuşmada bir düşüncenin kesintisiz gelişimi

  Nina romantik bir tiradı andıran anlatışı kesti. - Refik Halit Karay

• Uzun ve tumturaklı konuşma

  Hayatın insafsızlığı ile başlayan bir yakınma tiradı, sizin beceriksizliğinize dayanır. - Haldun Taner

[isim]

[eskimiş]

• Ayna

[isim]

• Onarım

  Hâlbuki ev sahibi tamirattan kaçınıyor. - Nazım Hikmet

[isim]

• Kusurlar, suçlar

  İnsan gene kendi taksiratı yüzünden normal ömrünü yaşayamaz oldu. - Burhan Felek

[isim]

[eskimiş]

• Seyrek, az görülen, az bulunan şeyler veya durumlar

  Ne yalan söyleyeyim, be birader, ben doktora nadirattan giderim. - Nazım Hikmet

[isim]

[eskimiş]

• Sarhoş eden şeyler, alkollü içkiler

[isim]

[eskimiş]

• Resmî bir daire tarafından yazılan yazılar ve mektuplar

[isim]

[eskimiş]

• Topluluktan ayrı durma

[isim]

[eskimiş]

• Aydınlatma

[isim]

[eskimiş]

• Yalan dolan şeyler, kovculuklar

[sıfat]

• Yalnızcı

[isim]

• Havadaki duman, is, koku vb. yabancı maddeleri emerek dışarı atan aygıt, emmeç

• Kendisine bağlanan bir kabın içindeki gazı seyreltmeye veya sıkıştırmaya yarayan, içinden bir sıvı geçirilerek çalıştırılan araç, emmeç

[isim]

• Yalnızcılık