[isim]

• Kar fırtınası

  Onuncu gün tipi bastırınca adamların elleri aşırı soğuk nedeniyle madenî eşyalara yapışmaya başladı. - İhsan Oktay Anar

[isim]

• Hayvan ve bitki dokularının eter, benzen, kloroform vb. yağ çözücülerinde eriyen bölümü

[sıfat]

• Bir kimseyi veya nesneyi niteleyen, karakteristik

  Pek tipik ve âdeta alametifarikalı bir kadını bulmak zor değildir. - Refik Halit Karay

• Çok özgün olan

[isim]

[halk ağzında]

• Hafif esinti

[sıfat]

• Kar fırtınalı

  İstanbul'un tipili bir gününde öğle yemeğine çıkmış. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

• İpilemek işi

[sıfat]

• Ağrılı ve kirpikleri dökülmüş (göz)

  Annesininki gibi çipil fakat daha siyah ve kapakları şişmiş gözleri parlak, ufarak ve batıktı. - Peyami Safa

[isim]

• Çocuk dilinde erkeklik organı

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Az ışıkla yanmak

  Memidik başını kaldırınca çelikten ışık ağı bir anda silindi, onun yerini göz kamaştıran, ipileyen bir sarı sıcak aldı. - Yaşar Kemal

[isim]

• Tipilemek işi

[sıfat]

• Çok ince, incecik

  Yer yer tırtıklanmış, ipince çapkın bıyıkları vardı. - Reşat Nuri Güntekin

[nesnesiz]

• Kar tipiye çevirmek

[isim]

[halk ağzında]

• Yağmur serpintisi

[isim]

• İpildemek işi

[nesnesiz]

• Parlak bir ışıkla yanmak, bir sönüp bir parlamak