İçinde İnleme Bulunan Kelimeler

İçinde İNLEME olan 35 kelime bulunuyor. İçerisinde İNLEME geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İnleme kelimesinin anlamı nedir? İnleme ile başlayan kelimeler. İnleme ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

NAFTALİNLEMEK20,

DERİNLEMESİNE17

12 Harfli Kelimeler

JELATİNLEMEK22, VAZELİNLEMEK22, NAFTALİNLEME19

11 Harfli Kelimeler

DİZGİNLEMEK21, JELATİNLEME21, VAZELİNLEME21, PERÇİNLEMEK19, ZENGİNLEMEK19, VİTRİNLEMEK18, BENZİNLEMEK17

10 Harfli Kelimeler

DİZGİNLEME20, PERÇİNLEME18, ZENGİNLEME18, VİTRİNLEME17, BENZİNLEME16, DİZİNLEMEK16, ERGİNLEMEK15, SEZİNLEMEK15, BELİNLEMEK13, SAKİNLEMEK12, SERİNLEMEK12

9 Harfli Kelimeler

DİZİNLEME15, ERGİNLEME14, SEZİNLEME14, BELİNLEME12, ESİNLEMEK11, SAKİNLEME11, SERİNLEME11

8 Harfli Kelimeler

DİNLEMEK11, ESİNLEME10

7 Harfli Kelimeler

DİNLEME10, İNLEMEK8

6 Harfli Kelimeler

İNLEME7

İNLEME

[isim]

  • İnlemek işi

    Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

İNLEMEK

[nesnesiz]

  • Acı, üzüntü belirten kesik sesler çıkarmak, inildemek

    O, inledikçe benim de yüreğim sızlıyor, sıkıntıdan damarlarımı saran yağ eriyor. - Etem İzzet Benice

  • Gür, uğultulu, yankılı ses çıkarmak

    Yer gök inlesin.

ESİNLEME

[isim]

  • Esinlemek işi

DİNLEME

[isim]

  • Dinlemek işi

    Bir süredir günün değişik saatlerinde aşağıyı dinlemeyi huy edinmişti. - Elif Şafak

Birleşik Kelimeler: dinleme salonu

ESİNLEMEK

[-e]

  • Birine esin duymasını sağlamak, ilham vermek

SAKİNLEME

[isim]

  • Sakinlemek işi

SERİNLEME

[isim]

  • Serinlemek durumu

DİNLEMEK

[-i]

  • İşitmek için kulak vermek

    Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak

    Beni dinlersen bu işten vazgeç.

  • Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek

    Doktor kalkar. Kulağını bu gösterilen yere dayar. Dinler. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Uymak, baş eğmek, itaat etmek

    Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar. - Ahmet Ümit

SAKİNLEMEK

[nesnesiz]

  • Sakinleşmek

SERİNLEMEK

[nesnesiz]

  • Hava serin bir duruma gelmek, hafifçe soğumak, serinleşmek

    Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın. - Reşat Nuri Güntekin

  • Hafif soğukluk duymak

    Gülleri koklardın, kuşları dinlerdin / Rüzgâr esmezse terasta serinlerdin - Halit Fahri Ozansoy

[mecaz]

  • Biraz avunarak ferahlamak

    Canım şurada bir tek atalım, serinleriz, konuşuruz, dediler. - Refik Halit Karay

BELİNLEME

[isim]

  • Belinlemek işi

BELİNLEMEK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Birden uyanarak çevresine korku ile şaşkın şaşkın bakmak, irkilmek

ERGİNLEME

[isim]

  • Erginlemek işi

SEZİNLEME

[isim]

  • Sezinlemek işi, sezme

    Bu albenili genç kadını, önce kişisel eşyasıyla sezinleme imkânı buluruz. - Selim İleri

ERGİNLEMEK

[-e]

[-i]

  • Birini bir konu üzerinde aydınlatıp onu gerekli temel bilgi ve becerilerle donatarak ergin ve yetişmiş kılmak
  • Bir kişiyi dernek, topluluk vb.ne özel bir törenle almak