İçinde İlk Bulunan Kelimeler

İçinde İLK olan 53 kelime bulunuyor. İçerisinde İLK geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İlk kelimesinin anlamı nedir? İlk ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

İLKELLEŞTİRMEK18

13 Harfli Kelimeler

İLKELLEŞTİRME17

12 Harfli Kelimeler

TİLKİKUYRUĞU24, DENİZTİLKİSİ18, SİLKİNDİRMEK16

11 Harfli Kelimeler

İLKELLEŞMEK15, SİLKİNDİRME15, TİLKİLEŞMEK15, SİLKELENMEK13

10 Harfli Kelimeler

İLKÖĞRENİM24, İLKÖĞRETİM24, BEYAZTİLKİ17, SİLKELEYİŞ16, İLKELEŞMEK14, İLKELLEŞME14, TİLKİLEŞME14, İLKELCİLER13, İLKELCİLİK13, SİLKTİRMEK12, SİLKELENME12, SİLKELEMEK12

9 Harfli Kelimeler

FİLKULAĞI24, İLKELEŞME13, İLKECİLİK12, SİLKTİRME11, SİLKİNMEK11, SİLKELEME11

8 Harfli Kelimeler

İLKBAHAR14, HİLKATEN12, SİLKİNİŞ12, SİLKİNME10, TİLKİMSİ10, SİLKİNTİ9, İLKELLİK8, TİLKİLİK8

7 Harfli Kelimeler

ZİLKADE12, İLKELCE10, İLKOKUL9, SİLKMEK9, İLKESEL8

6 Harfli Kelimeler

İLKGÜZ15, İLKYAZ11, HİLKAT10, İLKECİ9, SİLKME8, İLKTEN6

5 Harfli Kelimeler

İLKAH9, SİLKİ6, İLKEL5, İLKİN5, TİLKİ5

4 Harfli Kelimeler

İLKE4

3 Harfli Kelimeler

İLK3

İLK

[sıfat]

  • Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı

[isim]

  • Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni

    İnsanı insan yapan duyguların ilkidir aşk. - Necati Cumalı

[zarf]

  • Birinci olarak, en başta

    İşte, önüme ilk çıkan kitapçıda, önüme ilk çıkan İngilizce kitaplara bakıyorum. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilk vuran okçudur

Birleşik Kelimeler: ilk adım, ilk ağızda, ilkbahar, ilk bakışta, İlk Çağ, ilk çeyrek, ilk devre, ilk dördün, ilk elden, ilk gençlik, ilk gösteri, ilk göz ağrısı, ilkgüz, ilk kânun, ilk mektep, ilkokul, ilköğrenim, ilköğretim, ilk önce, ilk örnek, ilk planda, ilk sezi, ilk tasarım, ilk teşrin, ilk yardım, ilk yarı, ilkyaz

İLKE

[isim]

  • Temel düşünce, temel inanç, umde, prensip

    İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı. - Haldun Taner

  • Temel bilgi

    Kimyanın ilkeleri.

  • Öge, unsur

    Atomlar cisimlerin ilkeleridir.

  • Davranış kuralı

    Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma. - Nurullah Ataç

[mantık]

  • Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, umde, prensip

Birleşik Kelimeler: çelişiklik ilkesi, çelişmezlik ilkesi, eylemsizlik ilkesi, heple hiç ilkesi, nedensellik ilkesi, süreklilik ilkesi

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

İLKİN

[zarf]

  • Başta, başlangıçta, önce, iptida

    Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu

TİLKİ

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Köpekgillerden, uzunluğu 90, kuyruğu 30 santimetre kadar, ırklarına göre çeşitli renklerde olan, ağız ve burnu uzun ve sivri, kümes hayvanlarına zarar veren, kürkü beğenilen bir tür memeli (Vulpes)
  • Bu hayvanın postundan yapılan manto vb

    İki hanım yaşları geçkince olmasına bakmayarak sürmüşler, boyanmışlar, omuzlarına tilkilerini almış, kurulmuşlar. - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]

[mecaz]

  • Çok kurnaz

    Ne tilkidir o, bilmezsiniz.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tilki gibi
  • tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır
  • tilki tilkiliğini anlatıncaya kadar post elden gider

Birleşik Kelimeler: tilkikuyruğu, tilki uykusu, tilki üzümü, beyaztilki, deniztilkisi

İLKTEN

[zarf]

[halk ağzında]

  • İlk önce

SİLKİ

[isim]

  • Uykuda sıçrama

İLKELLİK

[isim]

  • İlkel olma durumu, iptidailik, primitiflik

TİLKİLİK

[isim]

  • Kurnazlık veya kurnazca davranış

İLKESEL

[sıfat]

  • İlke ile ilgili

SİLKME

[isim]

  • Silkmek işi
  • İri doğranmış kabak, patlıcan vb. sebzelerle yapılan et yemeği

    Patlıcan silkmesi.

[spor]

  • Halterde ayakları açarak halteri önce omuz üstüne sonra baş üstüne, dirsekleri bükmeden kaldırma biçimi

SİLKİNTİ

[isim]

  • Ürkerek sıçramak
  • Bitkilerde çiçek düşürme durumu

İLKOKUL

[isim]

[eskimiş]

  • Zorunlu öğrenim çağındaki kız ve erkek çocuklarının temel eğitim ve öğretimini sağlamak için devletçe açılan veya açılmasına izin verilen dört yıllık okul, ilk mektep, iptidai, iptidai mektep

SİLKMEK

[-i]

  • Üstündeki şeyleri düşürmek veya temizlemek için bir şeyi kuvvetle sallamak, sarsmak

    Eline geçen her şeyi silkip akrepler varmış gibi bakıyor. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Ani bir hareketle sarsmak

    Sağ elini silkerek yana doğru eğildi. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • silkip atmak

İLKECİ

[isim]

  • İlkelerine bağlı kimse