İçinde İl Bulunan 5 Harfli Kelimeler

İçerisinde İL olan 5 harfli 168 kelime bulunuyor. İçinde İL olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İl ile başlayan 5 harfli kelimeler. il ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇİĞİL15, FİLOZ15, GAFİL15, HİLAF15, HAVİL15, PİLAV15, SİLAJ15, DEĞİL14, EVCİL14, FİLİZ14, JİLET14, CİLVE14, FİLUM13, FOSİL13, SİĞİL13, ÇİPİL12, FİL12, GİZİL12, İLGEÇ12, PİLİÇ12, SİVİL12, SEFİL12, ŞİLEP12, CAHİL12, CEHİL12, AFİLİ11, BİL11, BİLGE11, DAHİL11, FİTİL11, İLİ11, FİLAN11, FİLAR11, FİLET11, FARİL11, HİLYE11, İLAVE11, KAVİL11, KEFİL11, MUHİL11, TEVİL11, VİLLA11, VARİL11, VEKİL11, BİLİŞ10, DİŞİL10, DİLİŞ10, DİL10, GORİL10, GASİL10, HAMİL10, İLHAM10, KOPİL10, MEHİL10, PİLOT10, SİL10, SİLAH10, SAHİL10, YEŞİL10, ZEYİL10, APRİL9, BİLYE9, DEBİL9, GAİLE9, HİLAL9, HİLAT9, HAİLE9, İLHAK9, İLHAN9, İLKAH9, İLBAY9, İLZAM9, İLAHİ9, İLAHE9, KAHİL9, MOBİL9, MUDİL9, PİL9, SİLİŞ9, SİCİL9, ŞİLEM9, ŞAMİL9, CEMİL9, BİLME8, BİLİM8, BASİL8, ÇİLEK8, ÇİL8, DİLME8, DİLİM8, DİL8, ETÇİL8, İNCİL8, İŞKİL8, İLENÇ8, KİLİZ8, KİLÜS8, MEYİL8, NAZİL8, REZİL8, SEBİL8, ŞİLTE8, ŞİLİN8, ŞEKİL8, TACİL8, TECİL8, ZİL8, ZELİL8, CELİL8, BİLİR7, BİLET7, BİLEK7, BİLAR7, BERİL7, DELİL7, DİL7, DİLEK7, DİRİL7, KABİL7, MİLİS7, MİLİM7, MİLAS7, MİSİL7, SİLME7, SİLİS7, STİLO7, TADİL7, ESKİL6, İLMİK6, İLMEK6, KİLİS6, KİL6, KİLİM6, KAMİL6, MİL6, MİLEL6, MİLAT6, MİTİL6, METİL6, MAİLE6, NESİL6, ROTİL6, REMİL6, SİTİL6, SİLLE6, SİL6, SİLİK6, SAKİL6, SEKİL6, ALKİL5, EKİLİ5, İTİLA5, İLERİ5, İLETİ5, İLKEL5, İLKİN5, İLLET5, İKİLİ5, KİLER5, KİRİL5, KİLİT5, KİL5, KATİL5, NAKİL5, TİL5, TALİL5, TATİL5, TEKİL5

ALKİL (Kelime Kökeni: Fransızca alkyle)

[isim]

[kimya]

  • Alkol kökü

EKİLİ

[sıfat]

  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.

İTİLA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtilāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yücelme

    Beşer denen kuş doymaz itilalara. - Tevfik Fikret

  • Yükselme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itila etmek

İLERİ

[isim]

  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
  • Bir şeyin ulaşılacak yönü

    Yolun ilerisi düz.

  • Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra

[sıfat]

  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]

  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat]

[mecaz]

  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]

  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]

  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]

  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites

İLETİ

[isim]

  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

İLKİN

[zarf]

  • Başta, başlangıçta, önce, iptida

    Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu

İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)

[isim]

  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)

[eskimiş]

[felsefe]

  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti

İKİLİ

[sıfat]

  • İki parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden iki tane bulunan

    İkili koltuğun kenarındaki ufacık, simsiyah delik, bebeği görmeye gelen bir akrabanın sigarasının külünden hatıraydı. - Elif Şafak

  • İskambil, domino vb. oyunlarda iki işareti bulunan (kâğıt veya pul)
  • İki taraf arasında yapılmış

    İkili anlaşma.

[isim]

[müzik]

  • İki çalgı veya iki ses için düzenlenmiş müzik parçası, düet

[isim]

  • İki kişiden oluşmuş topluluk

[isim]

  • İkili bahis

    İkili, bir liraya iki yüz yirmi lira verdi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikili oynamak

Birleşik Kelimeler: ikili averaj, ikili bahis, ikili çatı, ikili kök, ikili sigorta, ikili ünlü, ikili yatak, sıralı ikili

KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)

[isim]

  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin

KİRİL (Kelime Kökeni: Cyrill özel adından)

[isim]

  • Kiril alfabesi

Birleşik Kelimeler: Kiril alfabesi

KİLİT (Kelime Kökeni: Farsça kelīd, kilīd)

[isim]

  • Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti

    Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı. - Yusuf Ziya Ortaç

[denizcilik]

  • Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka

[halk ağzında]

  • Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilidi küreği olmamak
  • kilit altına almak
  • kilit gibi olmak
  • kilit kürek altına almak
  • kilit kürek olmak
  • kilit vurmak

Birleşik Kelimeler: kilit dili, kilit mevki, kilit nokta, kilit sarma, kilit taşı, kilit yeri, asma kilit, bindirme kilit, gömme kilit, ispanyolet kilit, komple kilit, şifreli kilit, topuzlu kilit, bagaj kilidi, baston kilidi, donanım kilidi, emniyet kilidi

KİLLİ

[sıfat]

  • İçinde kil bulunan

    Killi kütle. Killi şist.

KATİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳātil)

[isim]

  • İnsan öldüren kimse, cani

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

[sıfat]

  • Öldürücü, ölüme neden olan

    Katil kurşun.

Birleşik Kelimeler: kanlı katil, kiralık katil

[isim]

  • Öldürme

Birleşik Kelimeler: katletmek, katliam

NAKİL (Kelime Kökeni: Arapça naḳl)

[isim]

  • Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  • Göç, taşınma

    İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı. - Sermet Muhtar Alus

  • Anlatma, söyleme, hikâye etme
  • Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  • Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  • Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

Birleşik Kelimeler: nakil aracı, nakil vasıtası, nakledilmek, nakletmek, naklettirmek, bitki nakli, kan nakli, organ nakli

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıyan, aktaran, geçiren
  • Anlatan, hikâye eden

[fizik]

  • İletken