[isim]

[anatomi]

[biyoloji]

• İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birimi, göze

• Küçük oda

• Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda

  Hücrenin kapısında delikten bana bakan ere bir pusula uzatıp kumandana götürmesini istiyorum. - Necip Fazıl Kısakürek

[mecaz]

• Siyasi bir inançla gizli olarak çalışan bir örgütün genellikle aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk

[sıfat]

• Hücresi olan

[isim]

• Saldırı

  Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı - Yahya Kemal Beyatlı

• Üşüşme, bir yere toplanma

[ünlem]

• `İleri` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

[mecaz]

• Sert eleştiri

  Sözleri gazetelerin hücumuna yol açtı.

[spor]

• Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, hamle

Ata Sözleri ve Deyimler

• hücuma kalkmak
• hücum etmek

[isim]

[eskimiş]

[mantık]

• Belgit

• Tanıt

  Herkes hücceti imzalamak için birbirini çiğnemeye başladı. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

[askerlik]

• Görevi saldırmak olan, torpidolarla donatılmış, keşif ve karakol görevlerini de yapan, çok hızlı, küçük savaş gemisi

[sıfat]

• Hücum eden, saldıran

  Onun çıkardığı Yarım Ay'da yine pırıltılı, hücumcu yazıları ile güçlü bir kalem savaşçısı kesildi. - Haldun Taner

[isim]

[spor]

• Takım oyunlarında hücum eden oyuncu