[isim]

• Durumlar, hâller, vaziyetler

  Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. - Atatürk

• Davranışlar

• Olaylar

  Agâh Bey dünya ahvalinden habersiz. - Refik Halit Karay

[sıfat]

[eskimiş]

• Zararı az, en zararsız

  Bütünlemeye kalmak, sınıfta kalmaktan ehvendir.

• Ucuz

Ata Sözleri ve Deyimler

• ehven kurtulmak

[isim]

[eskimiş]

• Yakın dostlar, arkadaşlar

• Aynı okul veya tarikattan olan kimseler

[isim]

[bitki bilimi]

• Kök boyasıgillerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç (Coffea arabica)

[bitki bilimi]

• Bu ağacın meyvesinin çekirdeği

• Bu çekirdeklerin kavrulup çekilmesiyle elde edilen toz

• Bu tozla hazırlanan içecek

  Bir fincan kahve daha içer, bir tutam enfiye daha çekerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

• Kahve, çay, ıhlamur, bira, nargile içilen, hafif yiyecekler bulunduran, tavla, domino, bilardo, kâğıt vb. oynanan yer, kahvehane, kıraathane

  Ben kahveye salim kafayla, serinkanlılıkla düşünmek için gittim. - Zeyyat Selimoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• kahve dövücünün hınk deyicisi

[isim]

• Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan binek hayvanlarının biniciyi sarsmayan en yavaş koşma biçimi

  Hecin üstünde kısa rahvan en rahat yürüyüştür. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

• Bu biçimde koşan (binek hayvanı)

[zarf]

• Binek hayvanı bu biçimde koşarak

[isim]

• Devletin veya özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, değişik dönemlerde belirli oranlarda faiz getiren yazılı senet

[eskimiş]

• Değiştirme, çevirme, döndürme, dönüştürme

Ata Sözleri ve Deyimler

• tahvil etmek

[isim]

[eskimiş]

• Eksen

  Bir dolap beygiri gibi bir mihverin etrafında dönüp dolaşarak ağaçları muayene eder, zerzevatları sulardı. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

[mecaz]

• Önemli

  Biz onların mihver kelimelerini ve meselelerini âdeta atlayarak geçeriz. - Ahmet Hamdi Tanpınar

[zarf]

[eskimiş]

• Dalgınlık veya unutkanlık sonucunda oluşan yanlışlıkla

[isim]

• Ehven olma durumu, ehveniyet

[isim]

[eskimiş]

• Tahviller

[isim]

• Genellikle sabahları yenilen hafif yemek

  Sabah kahvaltısından sonra otelimden çıktım. - Ahmet Haşim

• Bu biçimde düzenlenmiş yemek

  Bu sabah kahvaltı sofrasında üç kişiyiz. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

• kahvaltı etmek

[isim]

• Erkek ve dişinin birbirine karşı duydukları güçlü cinsel istek, kösnü

[mecaz]

• Aşırı istek

  Her sabah masamıza yeni bir şehvetle geçtik. - Haldun Taner

[isim]

• Mahvetmek işi

[isim]

• Kahve üreten veya satan kimse

• Kahve işleten veya kahve pişirip satan kimse

  Kahveciden başka üç kişi vardı, ikisi tavla oynuyordu. - Yusuf Atılgan

[sıfat]

[eskimiş]

• Erotik

  O, şehvani bir galibiyetle bana hükmediyor, ben de şuursuz bir arzu ile ona bağlanıyordum. - Etem İzzet Benice

• Şehvetli