[isim]

• Karnını bıçakla deşme yoluyla kendini öldürme

[sıfat]

• Hareke konulmuş

[isim]

• Aharlamak işi

[isim]

• Harlatmak işi

[nesnesiz]

• Ateş için kuvvetlenmek, harlı bir biçimde yanmak

  Çıralar tutuşunca ateş birden harladı.

[mecaz]

• Birden öfkelenerek bağırmak, birine çıkışmak

[isim]

• Karılık, eşlik

[isim]

[din bilgisi]

• Girişilecek bir işin hayırlı olup olmadığını rüyadan anlamak için abdest alıp dua okuyarak uyuma

Ata Sözleri ve Deyimler

• istihareye yatmak

[isim]

[tıp]

• Hekimlikte iç sürdürücü olarak kullanılan hardal türlerinden biri (Sinapis alba)

[zarf]

• Sonra, sonradan, daha sonra, sonraları

  Bu işin bilahare daha etraflı bir şekilde düşünülerek arz edilmesi icap ettiğini söyleyince başını eğerek sustu. - Nahid Sırrı Örik

[sıfat]

[eskimiş]

• Maddi şeylere değer vermediği için üstüne başına özenmeyen

• Vaktini meyhanelerde veya zevk ve sefada geçiren (kimse)

  Ne harabiyim ne harabati / Kökü mazide olan atiyim - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

• Ateşli silahlarda harbinin yerleştirildiği yer

[mecaz]

• Doğruluk, temizlik, mertlik

[zarf]

[halk ağzında]

• Ansızın ve sertçe (ısırmak, kapmak)

[isim]

[gök bilimi]

• Kuzey yarım kürede mart, nisan ve mayıs aylarını içine alan, 21 Mart-22 Haziran arası zaman aralığı, bahar, erken bahar, evvel bahar, ilkyaz

[isim]

[eskimiş]

• Yazar

  Bunun muharririnin veya muharrirlerinin eski zamanlara ait kanun mecmualarını çok iyi bildikleri anlaşılıyor. - Asaf Halet Çelebi

[sıfat]

[eskimiş]

• Hareketi sağlayan, harekete getiren

  Muharrik kuvvet.

[mecaz]

• Kışkırtıcı