[sıfat]

• Koruyucu

  Yegâne hamim, ondan gayri kimsem yok. - Emine Işınsu

[sıfat]

[eskimiş]

• Elinde bulunduran, üzerinde taşıyan

Ata Sözleri ve Deyimler

• hamil olmak

[sıfat]

• Gebe

  Şu arkamdaki hamile kadına bir yer arıyorum. - Burhan Felek

[zarf]

[eskimiş]

• Üzerinde taşıyarak

[isim]

[halk ağzında]

• Yaşlı ve saygı duyulan kadın

  Haminnenin içi sıkıldı mı mutfağa girer, turşu kurardı. - Hıfzı Topuz

[isim]

[eskimiş]

• Yazının altına düşülen ek bilgi, çıkma, not

  Demir Bey mektubuna şu hamişi ilave etti. - Refik Halit Karay

[isim]

• Gebelik

  Hele hamileliği boyunca onunla dalaşmaya hiç niyeti yoktu. - Elif Şafak

• Hamile elbisesi

[isim]

[eskimiş]

• Bir insanın kendi yurdunu, ulusunu ve ailesini koruma çabası

  İçinde müthiş bir harp taraftarlığı, bir vatanperverlik, bir hamiyet taşıyordu. - Refik Halit Karay

[isim]

• Tavsiye edildiği üzerinde yazılı olan kartı, pusulayı taşıyan kimse

[sıfat]

• Hamiyeti olan, hamiyet sahibi, hamiyetperver

[sıfat]

• Koruyucusu, kayıranı olmayan

[zarf]

• Koruyucusuz bir biçimde

  Kayınbabasının evinden kovulduktan sonra, karısından da ayrılmış, bu yüzden hamisiz kalmıştı. - Ercüment Ekrem Talu

[sıfat]

• Hamiyeti olmayan

[isim]

• Hamiyetsiz olma durumu

[sıfat]

[eskimiş]

• Hamiyetli