[isim]

• Taşıyıcılık

  Çocuk tam yedi ay hamallık yaptı. - Sait Faik Abasıyanık

• Hamala verilen para, hamaliye

[mecaz]

• Kaba ve ağır iş

[mecaz]

• Gereksiz yere yüklenme

  Böyle güzel havada palto giymek hamallıktır.

[mecaz]

• Zihni gereksiz bilgilerle doldurma

Ata Sözleri ve Deyimler

• hamallığını etmek (veya yapmak)

[nesnesiz]

• Uzun süre idman yapmama, hareket etmeme yüzünden gücünü veya çevikliğini yitirmek

  Dükkânda otura otura şişmiş, hamlamış, etleri yumuşamış. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[eskimiş]

• Hamurcu

  Delikanlılardan biri, bir ekmekçi hamurkârı idi. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Hamletmek işi

[isim]

• Yalvarma, merhamet dileme

Ata Sözleri ve Deyimler

• istirhamda bulunmak
• istirham etmek

[isim]

• Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma

  Hâlbuki Türk mazisi, o devirlerin idrakine göre şefkatin, merhametin yüzlerce abidesini vücuda getirmiştir. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

Ata Sözleri ve Deyimler

• merhamet duymak
• merhamete gelmek
• merhamet etmek

[isim]

• Bazı evlerde yıkanmak için ayrılmış, çoğunlukla içi ve yanları çinko kaplı, dolaba benzer yer

[isim]

• Taşıma ücreti

• Hamallık

[isim]

• Hamdetmek işi

  Tabii insan her zaman hamdetmeyi bilmeli. - Elif Şafak

[sıfat]

[eskimiş]

• Oranlanan, tahmin edilen

[sıfat]

[eskimiş]

• Oranlayan, tahmin eden

[isim]

• Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması

• İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma

  Genç, tasavvurunun, tahammülünün fevkindeki bu hâllere karşı daima isyan ederdi. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• tahammül etmek

[isim]

[eskimiş]

[kimya]

• Mayalanma

Ata Sözleri ve Deyimler

• tahammür etmek

[sıfat]

[mecaz]

• Kaba saba, görgüsüz

  Hamhalat bir adam.

• Verimsiz, çorak, kuru

  Demeye kalmadı, yolumuzun iki yanında hamhalat, suratsız tarlalar peyda oldu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[isim]

• Hamlaşmak durumu