İçinde Haf Bulunan Kelimeler

İçinde HAF olan 67 kelime bulunuyor. İçerisinde HAF geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Haf kelimesinin anlamı nedir? Haf ile başlayan kelimeler. Haf ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

HAFİFMEŞREPLİK38, HAFİFLEŞTİRMEK34, MUHAFAZAKARLIK30

13 Harfli Kelimeler

HAFİFLEŞTİRME33, HAFRİYATÇILIK30, TUHAFİYECİLİK29

12 Harfli Kelimeler

TAHAFFUZHANE36, HAFAZANALLAH29

11 Harfli Kelimeler

HAFİFMEŞREP35, HAFIZIKÜTÜP34, HAFİFLEŞMEK31, MUHAFAZASIZ31, HAFİFLETİCİ30, HAFİFLETMEK28, MUHAFAZAKAR26, TUHAFLAŞMAK26

10 Harfli Kelimeler

HAFİFSEYİŞ32, HAFİFLEYİŞ31, HAFİFLEŞME30, HAFİFSEMEK28, HAFİFLEMEK27, HAFİFLETME27, MUHAFIZLIK27, HAFRİYATÇI26, MUHAFAZALI26, TUHAFİYECİ26, HAFIZLAMAK25, HAFTALIKÇI25, TUHAFLAŞMA25, HAFTALIKLI22

9 Harfli Kelimeler

HAFIZASIZ28, HAFİFSEME27, HAFİFLEME26, HAFIZLAMA24, HAFİYELİK21, İTHAFNAME20

8 Harfli Kelimeler

TAHAFFUZ28, HAFİFLİK24, HAFİFTEN24, HAFIZLIK23, HAFIZALI23, MUHAFAZA23, HAFIZALİ22, HAFNİYUM22, TUHAFİYE21, HAFRİYAT20, SAHAFLIK20, TUHAFLIK20, HAFTALIK19, SANTRHAF19

7 Harfli Kelimeler

HAFİFÇE26, MUHAFIZ23, HAFAKAN17

6 Harfli Kelimeler

HAFIZA20, MUSHAF19, HAFİYE18

5 Harfli Kelimeler

HAFİF21, HAFIZ19, ZİHAF18, SAHAF16, TUHAF16, HAFİT15, HAFTA15, HAFİK15, İTHAF15

4 Harfli Kelimeler

HAFİ14

3 Harfli Kelimeler

HAF13

HAF (Kelime Kökeni: İngilizce half)

[isim]

[spor]

  • Hücumcularla savunucular arasında yer alan oyuncu

Birleşik Kelimeler: sağ haf, santrhaf, sol haf

HAFİ (Kelime Kökeni: Arapça ḫafī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Gizli, saklı

Birleşik Kelimeler: hafi celse

HAFİT (Kelime Kökeni: Arapça ḥafīd)

[isim]

[eskimiş]

  • Erkek torun

HAFTA (Kelime Kökeni: Farsça hefte)

[isim]

  • Birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem

    Bir iki haftaya kadar taburcu olacağız. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hafta sekiz, gün dokuz

Birleşik Kelimeler: hafta arası, hafta başı, hafta içi, hafta sonu, hafta tatili

HAFİK

[isim]

  • Sivas iline bağlı ilçelerden biri

İTHAF (Kelime Kökeni: Arapça itḥāf)

[isim]

  • Birinin adına sunma, armağan etme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ithaf etmek

Birleşik Kelimeler: ithafname, ithaf yazısı

SAHAF (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥḥāf)

[isim]

  • Genellikle kullanılmış ve eski kitap alıp satan kitapçı

TUHAF (Kelime Kökeni: Arapça tuḥaf)

[sıfat]

  • Acayip

    Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı. - Tarık Buğra

  • Şaşılacak, garip
  • Güldürücü

    Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Gülünç

    Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun.

  • Anlaşılmaz

    Tuhaf çocuk, günü gününe uymuyor.

[ünlem]

  • Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz

    Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor. - Ahmet Haşim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tuhafına gitmek

HAFAKAN (Kelime Kökeni: Arapça ḫafaḳān)

[isim]

  • Sıkıntı, çarpıntı, afakan

    Gece, hafakanlar içinde, vaziyeti unutup da elektrik düğmesini çevirdiğim zaman korkunç bir 'tık' sedası duydum. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hafakanlar basmak (veya boğmak)

HAFİYE (Kelime Kökeni: Arapça ḫāfiye)

[isim]

[eskimiş]

  • Dedektif

Birleşik Kelimeler: zehir hafiye, polis hafiyesi

ZİHAF (Kelime Kökeni: Arapça ziḥāf)

[isim]

[edebiyat]

  • Aruzla yazılmış şiirlerde uzun bir ünlünün ölçü gereğince kısa okunması, imale karşıtı

HAFTALIK

[isim]

  • Haftada bir ödenen para

[sıfat]

  • Haftada bir kez yapılan

    Haftalık görüşme. Haftalık toplantı.

[sıfat]

  • Haftada bir kez yayımlanan

    Haftalık rapor.

[sıfat]

  • Herhangi bir hafta süren

    İki haftalık bir çalışma.

SANTRHAF (Kelime Kökeni: İngilizce centre half)

[isim]

[spor]

  • Futbolda orta alanın ortasında yer alan oyuncu

MUSHAF (Kelime Kökeni: Arapça muṣḥaf)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kur'an

    Yarın gel, burada Mushaf'a el bas, tövbe et, seni köyde bırakayım. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: Mushaf-ı Şerif

HAFIZ (Kelime Kökeni: Arapça ḥāfiẓ)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kur'an'ı bütünüyle ezbere bilen kimse

[argo]

  • Bir şeyi anlamadan ezberleyen kimse

[sıfat]

[eskimiş]

  • Koruyan, saklayan

Birleşik Kelimeler: hafızali