İçinde Güzel Bulunan Kelimeler

İçinde GÜZEL olan 19 kelime bulunuyor. İçerisinde GÜZEL geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Güzel kelimesinin anlamı nedir? Güzel ile başlayan kelimeler. Güzel ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

GÜZELLEŞTİRİLME28

14 Harfli Kelimeler

GÜZELLEŞTİRMEK27

13 Harfli Kelimeler

GÜZELLEŞTİRME26

11 Harfli Kelimeler

GELİŞİGÜZEL27, ÇAYIRGÜZELİ26, DENİZGÜZELİ25, GÜZELLEŞMEK24, SAKSIGÜZELİ23

10 Harfli Kelimeler

GÜZELBAHÇE28, GÜZELLEŞME23, GÜZELLİKLE19

9 Harfli Kelimeler

CAMGÜZELİ22, GÜZELYURT21, GÜZELLEME19

8 Harfli Kelimeler

GÜPGÜZEL27, GÜZELLİK17

7 Harfli Kelimeler

GÜZELCE19, GÜZELİM17

5 Harfli Kelimeler

GÜZEL14

GÜZEL

[sıfat]

  • Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı

    Güzel kız. Güzel çiçek.

    Yalının en güzel odası bizimdi.

  • İyi, hoş

    Güzel şey canım, milletvekili olmak! - Çetin Altan

  • Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran

    Güzel bir fırsat.

  • Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran

    Güzel duygular. Güzel hareketler.

  • Görgü kurallarına uygun olan
  • Sakin, hoş (hava)

    Güzel bir gece.

  • Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı

    Güzel vaatler.

  • Pek iyi, doğru

    Güzel güzel amma!

[isim]

  • Güzel kız veya kadın

    Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. - Asaf Halet Çelebi

[isim]

  • Güzellik kraliçesi

[zarf]

  • Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde

    Arabayı koştururken boyunlarındaki ziller güzel şıngırdıyordu atların. - Reşat Enis

[zarf]

  • Adamakıllı, şiddetli

    Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güzel bürünür, çirkin görünür
  • güzele bakmak sevaptır
  • güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz
  • güzele ne yakışmaz (veya yaraşmaz)
  • güzel hatırı için
  • güzeli herkes sever
  • güzelim
  • güzellerin talihi çirkin olur
  • güzel olmak

Birleşik Kelimeler: güzelavrat otu, güzel duyu, güzel güzel, güzelhatun çiçeği, güzel sanatlar, güzel yazı sanatı, bir güzel, gelişigüzel, camgüzeli, çayırgüzeli, denizgüzeli, dünya güzeli, saksıgüzeli

GÜZELLİK

[isim]

  • Estetik bir zevk, coşku, hoşlanma duygusu uyandıran nitelik, hüsün

    Bizim balıkçı Süleyman doyamamış bu güzelliği seyretmeye. - Elif Şafak

  • Okşayıcı söz veya davranış, iyilik, yumuşaklık

    Onu sertlik değil güzellik yola getirir.

  • Ahlak ve fikrî nitelikleriyle hayranlık uyandıran şey
  • Güzel olan bir kimsenin niteliği

    Güzelliğin on para etmez / Bu bendeki aşk olmasa - Âşık Veysel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güzellik ondur, dokuzu dondur

Birleşik Kelimeler: güzellik enstitüsü, güzellik kraliçesi, güzellik malzemesi, güzellik müstahzarları, güzellik salonu, güzellik yarışması, iyilik güzellik

GÜZELİM

[ünlem]

  • çok sevilen kimseye sevecenlikle yaklaşıldığında kullanılan bir söz
  • değer verilen, sevilen

    Son yıllarda rant uğruna kurban edilen güzelim yerler arasına hem o çarşı hem balıkhane girdi. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güzel bürünür, çirkin görünür
  • güzele bakmak sevaptır
  • güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz
  • güzele ne yakışmaz (veya yaraşmaz)
  • güzel hatırı için
  • güzeli herkes sever
  • güzellerin talihi çirkin olur
  • güzel olmak

GÜZELLİKLE

[zarf]

  • Güzel bir biçimde

    Olay beklenmedik bir güzellikle başladı. - Ayla Kutlu

GÜZELLEME

[isim]

[edebiyat]

  • Halk edebiyatında konusu aşk olan, lirik bir şiir türü

[müzik]

  • Şen, sevinçli duyguları anlatan türkülerde özel bir ezgi

GÜZELCE

[sıfat]

  • Güzele yakın, güzel gibi

    Kızı belki anasından biraz güzelce. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

  • (güze'lce) İyice, adamakıllı

    Kadın keçiyi sağmış, çardağın suyunu çekmiş, etrafını güzelce süpürmüştü. - Necati Cumalı

GÜZELYURT

[isim]

  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

SAKSIGÜZELİ

[isim]

[bitki bilimi]

  • Dam koruğugillerden, yaprakları etli, çiçekleri başak biçiminde bir süs bitkisi (Cotyledon umbilicus)

GÜZELLEŞME

[isim]

  • Güzelleşmek işi

    Boğaz bahçelerinin güzelleşmesi için büyük çabalar göstermiştir. - Salâh Birsel

GÜZELLEŞMEK

[nesnesiz]

  • Güzel bir durum almak

DENİZGÜZELİ

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Sarıağız

GÜZELLEŞTİRME

[isim]

  • Güzelleştirmek işi

ÇAYIRGÜZELİ

[isim]

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerden bir bitki (Erogrostis major)

GÜZELLEŞTİRMEK

[-i]

  • Güzellik vermek, güzellik kazandırmak

    Mehtap görülen her şeyi yumuşatıyor, hülyalaştırıyor, güzelleştiriyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar

GELİŞİGÜZEL

[sıfat]

  • Baştan savma, lalettayin

    Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir. - Necati Cumalı

[zarf]

  • Herhangi bir, rastgele

    Eski dansları mektepte, yenilerini de bir iki arkadaşının evinde gelişigüzel öğrendiğini anlattı. - Peyami Safa