[-i]

• Günü belirlemek, tarihlendirmek

[isim]

• Tütsü olarak yakılan bir ağaç sakızı türü

[isim]

• Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye

  Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek. - Falih Rıfkı Atay

• Günlük iş

  Onca hayhuy arasında, gündeliğin olağan mucizelerini iyiden iyiye unutmuştu. - Murathan Mungan

[sıfat]

• Her günkü, yevmi

  Her evde olduğu gibi gündelik yaşantısı boyunca kimse bunları fark etmezdi. - Attila İlhan

[sıfat]

• Her gün yayımlanan, her gün çıkan

  Birkaç ay sonra Türkiye'de ilk gündelik spor gazetesini çıkarıyordu. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

• gündeliğe gitmek

[isim]

• Güneş ışınlarına engel olan perde veya buna benzer gereç

• Siperlik

  Gözleri kasketinin güneşliğinde kayboldu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

• Güneş ışınlarını alan (yer)

[sinema]

• Alıcı merceğini zararlı ışınlardan korumak için mercek önüne takılan ve merceğin önünde gölgeli bir alan sağlayan yardımcı donatım türü

[isim]

• Günce yazılan defter, muhtıra

[isim]

• Günülemek işi

[isim]

[hayvan bilimi]

• Güneş hayvancıkları

[zarf]

• Pek çok gün boyunca

  Ağaç gövdelerini yonttular, günlerce uğraştılar, bir kağnı yaptılar. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[sıfat]

• Güneş'e ilişkin, Güneş'le ilgili

  Güneşsel boylam.

• Güneş'le birlikte doğan, Güneş'le birlikte batan (gök cismi)

[sıfat]

• Günahlı

  Vakit vakit gözlerini kapayarak o herkesin / Ah ettiği sevda adlı günahkârı düşündün mü? - Enis Behiç Koryürek

[zarf]

• Bugün için

  Bugünlük söyleyebileceğim bu kadar. - Necip Fazıl Kısakürek

[ünlem]

• `İyi sabahlar` anlamında sabahları söylenen bir selamlama sözü

[alay yollu]

• Yeni mi farkına vardın? anlamında bir söz

[zarf]

• Bir gün ara ile, iki günde bir

  Gelir desen dar gelir / Günaşırı alacaklılar gelir - Orhan Veli Kanık

[isim]

• Nostalji

[sıfat]

• Güneş ışınlarıyla aydınlanmayan, güneş ışınlarını almayan

  Güneşsiz yer.

• Kapalı, bulutlu (hava)

  Güneşsiz hava.