[isim]

[denizcilik]

• İki direkli, yelkenli savaş gemisi

[isim]

• Agulamak işi

[isim]

[eskimiş]

• Florin

[isim]

• Artvin iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Etli, salçalı bir Macar yemeği

[nesnesiz]

• Bebek `agu` diye ses çıkarmak

[sıfat]

• Kurgusu olan

[sıfat]

• Bir işle uğraşan, iş görmekte olan

  Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü. - Sait Faik Abasıyanık

• Çalışır, kullanılır durumda olan

  Telefon meşgul.

Ata Sözleri ve Deyimler

• meşgul etmek
• meşgul olmak

[isim]

• Kurgulamak işi, montajlama

[sıfat]

• Burgusu olan

• Burgulanmış olan

[sıfat]

• İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş

[isim]

• Sorgulamak işi, isticvap

  İçeri giren polisin onları sorgulamaya bile gerek görmeden kurşuna dizdiğini söylediler. - Ahmet Ümit

[isim]

• Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik

  Yaptığımızın keyfî bir uygulama olduğunun farkında ama bir şey de söyleyemiyor. - Ahmet Ümit

• Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata tatbik etme, tatbik

  Bir çeşit uygulama oluyordu yazdıkları. - Necati Cumalı

• Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi, kılgı, tatbik, ameliye, pratik

[hukuk]

• Yürütüm

[isim]

[eskimiş]

• Gürültü, şamata

  Kürekçilerin zincir gürültüleri saz ve hanendenin çıkardığı seslerle birbirine karışır, ortalığı büyük bir gulgule kaplar. - Salâh Birsel

[sıfat]

[ruh bilimi]

• Davranışları uygunsuz ve yersiz olmasına karşın bunları yapmak için önüne geçilmez bir zorgu duyan (kimse)