İçinde Gerçek Bulunan Kelimeler

İçinde GERÇEK olan 16 kelime bulunuyor. İçerisinde GERÇEK geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gerçek kelimesinin anlamı nedir? Gerçek ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

GERÇEKÜSTÜCÜLÜK34, GERÇEKLEŞTİRMEK26

14 Harfli Kelimeler

GERÇEKLEŞTİRME25

12 Harfli Kelimeler

GERÇEKÜSTÜCÜ29, GERÇEKLEŞMEK23

11 Harfli Kelimeler

GERÇEKLEŞME22, GERÇEKÇİLİK21, GERÇEKLEMEK19

10 Harfli Kelimeler

GERÇEKÜSTÜ22, GERÇEKLEME18

9 Harfli Kelimeler

GERÇEKLİK16, GERÇEKTEN16

8 Harfli Kelimeler

GERÇEKÇİ18, GERÇEKTE15, GERÇEK15

6 Harfli Kelimeler

GERÇEK13

GERÇEK

[isim]

  • Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat

    Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir. - Mehmet Kaplan

  • Gerçeklik

    Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti. - Halide Edip Adıvar

  • Doğruluk

    Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir. - Burhan Felek

[sıfat]

  • Yalan olmayan

    O yürekler acısı fukara kafile, yüzlerinden gerçek acı aka aka ölü arkadaşlarının namazını kıldılar. - Halikarnas Balıkçısı

[sıfat]

  • Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel

    Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur.

[sıfat]

  • Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici

    Gerçek elmas. Gerçek hikâye.

[sıfat]

  • Temel, başlıca, asıl

    Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır. - Nurullah Ataç

[sıfat]

  • Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan

    Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek.

[sıfat]

  • Yapay olmayan

[sıfat]

[felsefe]

  • Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gerçek yüzünü göstermek

Birleşik Kelimeler: gerçek dışı, gerçek kişi, gerçek mantarlar, gerçek sayı, gerçeküstü, gerçeğe aykırı, gerçeğe uygun, acı gerçek

GERÇEKTE

[zarf]

  • Aslında, tam anlamıyla, hakikatte

    Kumpanyanın kurulmasında başı çeken, gerçekte ecnebi bir banka. - Attila İlhan

GERÇEKLİ

[sıfat]

  • Gerçeklenmiş, gerçek olduğu anlaşılmış, muhakkak

GERÇEKLİK

[isim]

  • Gerçek olan, var olan şeylerin tümü, hakikat, hakikilik, şeniyet, realite, reellik

    Çok işte ne yapıyorsak onu yapıp bunda da gerçekliği belirlemekle yetinebiliriz. - Nermi Uygur

GERÇEKTEN

[zarf]

  • Gerçek olarak, cidden, hakikaten, sahi, sahiden, filhakika, filvaki

    Hiçbir genç adam, ölümü gerçekten düşünmemiştir. - Nurullah Ataç

GERÇEKLEME

[isim]

  • Gerçeklemek işi, teyit

GERÇEKÇİ

[sıfat]

  • Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist

    Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk. - Sabahattin Eyuboğlu

  • Gerçekçilik yanlısı olan, realist

    Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: toplumcu gerçekçi, yeni gerçekçi

GERÇEKLEMEK

[-i]

  • Bir şeyin doğruluğunu herhangi bir şeyle ortaya koymak, doğrulamak, teyit etmek

GERÇEKÇİLİK

[isim]

  • Gerçekçi tutum ve davranış, realizm, realistlik

    Köy ve köylü de kimi oyunlarda gerçekçilikle ele alınabilmiştir. - Metin And

  • Gerçekleri olduğu gibi yansıtmaya çalışan sanat çığırı, realizm, realistlik

    Çağımızda gerçekçilik akımlarının güçlenmesi, sinema sanatında da etkisini gösterdi. - Necati Cumalı

[felsefe]

  • Bilinçten bağımsız bir gerçekliğin var olduğunu benimseyen görüş, realizm, realistlik

Birleşik Kelimeler: toplumcu gerçekçilik, yeni gerçekçilik

GERÇEKLEŞME

[isim]

  • Gerçekleşmek işi, tahakkuk

    Kurduğu hülyalar yavaş yavaş gerçekleşmeye yüz tutuyordu. - Osman Cemal Kaygılı

GERÇEKÜSTÜ

[isim]

  • Gerçeği aşan, gerçeğin üstündeki gerçek, sürrealite

    Çetin kendini tam bir gerçeküstü durum içinde duyar, kaçınılmaz olarak. - İnci Aral

GERÇEKLEŞMEK

[nesnesiz]

  • Gerçek olmak, gerçek duruma gelmek, meydana gelmek, tahakkuk etmek

    Sevgililerin birbirine kavuşması gerçekleşmeyecek bir uzak umut olarak gözükür. - Metin And

GERÇEKLEŞTİRME

[isim]

  • Gerçekleştirmek işi, realizasyon

    Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

GERÇEKLEŞTİRMEK

[-i]

  • Gerçek duruma getirmek, yapmak, ortaya koymak

    Her medeniyet kendine has değerleri gerçekleştirerek insanlığın ortak hazinesini zenginleştirir. - Cemil Meriç

GERÇEKÜSTÜCÜ

[sıfat]

  • Gerçeküstücülükten yana olan, sürrealist
  • Gerçeküstücülükle ilgili olan (görüş, eser vb.), sürrealist