İçinde Geniş Bulunan Kelimeler

İçinde GENİŞ olan 11 kelime bulunuyor. İçerisinde GENİŞ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Geniş kelimesinin anlamı nedir? Geniş ile başlayan kelimeler. Geniş ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

DAMARGENİŞLETEN25

13 Harfli Kelimeler

GENİŞLETİLMEK21

12 Harfli Kelimeler

GENİŞLETİLME20

11 Harfli Kelimeler

GENİŞLETMEK19

10 Harfli Kelimeler

İNDİRGENİŞ19, GENİŞLEMEK18, GENİŞLETME18

9 Harfli Kelimeler

GENİŞLEME17

8 Harfli Kelimeler

GENİŞLİK15

7 Harfli Kelimeler

GENİŞÇE17

5 Harfli Kelimeler

GENİŞ12

GENİŞ

[sıfat]

  • Eni çok olan, enli, vâsi

    Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu. - Peyami Safa

  • Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı

    Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi. - Osman Cemal Kaygılı

  • Bol (elbise)
  • Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro

    Geniş anlamlı.

[mecaz]

  • Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat

    Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Çok

    Geniş iş alanları sağlandı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • geniş bir nefes almak
  • geniş karşılamak

Birleşik Kelimeler: geniş açı, geniş çaplı, geniş gönüllü, geniş görüşlü, geniş mezhepli, geniş paça, geniş ufuklu, geniş ünlü, geniş yürekli, geniş zaman, geniş zaman görünümü, eli geniş, havsalası geniş, içi geniş, işkembesi geniş, karnı geniş, mezhebi geniş, ufku geniş, yüreği geniş

GENİŞLİK

[isim]

  • Geniş olma durumu

    İçimde âdeta bir genişlik, bir ferahlık var. - Nazım Hikmet

  • En, boy karşıtı

    Burası hangar genişliğinde bir üst kat. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: ufku genişlik

GENİŞLEME

[isim]

  • Genişlemek işi

Birleşik Kelimeler: anlam genişlemesi

GENİŞÇE

[sıfat]

  • Biraz geniş

    Birkaç hafta sonra Paris'ten genişçe bir zarf almıştım, içinden büyücek bir fotoğraf çıkmıştı. - Adalet Ağaoğlu

[zarf]

  • Uzun uzun

    Buluştuk, görüştük, daha da genişçe konuşmak için beni evine, akşam yemeğine götürdü. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

  • Bol bol

GENİŞLEMEK

[nesnesiz]

  • Geniş duruma gelmek, büyümek

    Teleskopların kuvveti arttıkça bilinen gök cisimlerinin sayısı ve kâinatın hacmi de genişlemiştir. - Mehmet Kaplan

  • Bollaşmak
  • Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak

    Ahali dar parmaklıklardan kurtulur kurtulmaz yelpaze gibi açılıp genişleyerek dağılıyorlardı. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Yaygın duruma gelmek

    Ünü, ölümünden sonra daha da genişlemişti.

GENİŞLETME

[isim]

  • Genişletmek işi

[edebiyat]

  • Bir konuyu, ayrıntılarını katarak geliştirme

GENİŞLETMEK

[-i]

  • Geniş duruma getirmek

    Türkler fetihten sonra İstanbul'u, eskisine nispetle çok genişlettiler. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: damargenişleten

İNDİRGENİŞ

[isim]

  • İndirgenme işi

GENİŞLETİLME

[isim]

  • Genişletilmek işi

GENİŞLETİLMEK

[nesnesiz]

  • Genişletme işi yapılmak

DAMARGENİŞLETEN

[sıfat]

[fizyoloji]

  • Damarların kas tabakasını gevşeterek çapını büyüten (sinir, madde)