İçinde Fın Bulunan Kelimeler

İçinde FIN olan 14 kelime bulunuyor. İçerisinde FIN geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fın ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

FINDIKKABUĞU33

11 Harfli Kelimeler

KİFAFINEFİS31, FINDIKÇILIK26, NISFINNEHAR24, FINDIKKIRAN22

10 Harfli Kelimeler

SARFINAZAR21, TARAFINDAN19

9 Harfli Kelimeler

FINDIKLIK20

8 Harfli Kelimeler

FINDIKÇI22, ŞIRFINTI20, ZARFINDA20, FINDIKLI19

7 Harfli Kelimeler

FINDIKİ17

6 Harfli Kelimeler

FINDIK16

FINDIK (Kelime Kökeni: Arapça funduḳ)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kayıngillerden, kuzey yarım kürenin ılık yerlerinde ve yurdumuzun genellikle Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen, boyu 6-7 metre, yaygın tepeli bir ağaççık (Corylus avellana)
  • Bu ağaççığın sert bir kabuk içinde bulunan yağlı, nişastalı ürünü

[argo]

  • Hileli zar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fındık kabuğunu doldurmaz
  • fındık kırmak

Birleşik Kelimeler: fındık altını, fındık ateşi, fındık biti, fındık faresi, fındık içi, fındıkkabuğu, fındıkkıran, fındık kurdu, fındık rengi, fındık sıçanı, fındık yağı, fındık yuvası, iç fındık, Değirmendere fındığı, kuyu fındığı

FINDIKİ (Kelime Kökeni: Arapça funduḳī)

[isim]

  • Fındıkkabuğu

[tarih]

  • Fındık altını

TARAFINDAN

[zarf]

  • ...-ınca

    Dostları tarafından çok sevilmiş bir zattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Aracılığıyla
  • Türünden, çeşidinden

FINDIKLI

[isim]

  • Rize iline bağlı ilçelerden biri

FINDIKLIK

[isim]

  • Fındık ağaçları dikilmiş yer, fındık korusu

ŞIRFINTI

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Seviyesi düşük, bayağı (kadın)

    Raba şırfıntısını ballandıra ballandıra methetti. - Ercüment Ekrem Talu

ZARFINDA

[zarf]

  • Belli bir sürede, belli bir süre içinde

    Bu zaman zarfında çoktan yerleşmiş, iyi kötü bir düzen kurmuş olmalıydım. - Elif Şafak

SARFINAZAR (Kelime Kökeni: Arapça ṣarf + naẓar)

[isim]

  • Saymama, dikkate almama
  • Vazgeçme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarfınazar etmek

FINDIKKIRAN

[isim]

  • Fındık ve buna benzer kabuklu yemişlerin kabuğunu kırmaya yarayan araç

[mecaz]

  • İşveli, şuh, baştan çıkarıcı kadın

FINDIKÇI

[isim]

  • Fındık yetiştiren veya satan kimse

[halk ağzında]

  • Cilveli, oynak kadın

NISFINNEHAR (Kelime Kökeni: Arapça niṣf + nehār)

[isim]

[eskimiş]

[gök bilimi]

  • Meridyen düzlemi
  • Öğle vakti

FINDIKÇILIK

[isim]

  • Fındıkçının yaptığı iş

[halk ağzında]

  • Fındıkçı olma durumu

KİFAFINEFİS (Kelime Kökeni: Arapça kifāf + nefs)

[isim]

[eskimiş]

  • Yaşamaya yetecek kadar olan rızık

FINDIKKABUĞU

[isim]

  • Fındığın kabuğunun rengini andıran bir tür kahverengi, fındık rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan