[isim]

[eskimiş]

• Tümgenerallik veya korgenerallik

[sıfat]

• Kefen olarak kullanılmaya elverişli (bez)

  Köyde kefenlik bez olmadığı için Selim sandalın yelkenini kestirip kefen diktirdi. - Halikarnas Balıkçısı

• Kefen almak için ayrılmış (para)

[sıfat]

• Belli bir tarifeye göre olan

[-e]

• Bir işi veya bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek

• Yöneltmek, çevirmek

  Hancı yüzüme, bir şey anlamamış gibi garip bir nazar atfetti. - Ömer Seyfettin

[isim]

• Efelenmek işi

  Dur hele yerinde bakalım sen, efelenmeyi bırak! - Necati Cumalı

[isim]

[tarih]

• Bugünkü Hollanda, Belçika ve Kuzeydoğu Fransa'ya eskiden verilen ad

[isim]

• Fenlenmek işi

[isim]

• Kefelemek işi

[isim]

• Hava alma yeri, hava deliği

  Bir vapur ocağı başında çalışan ateşçilere taze deniz havası ulaştıran nefeslikler gibi ferahlatmasa. - Refik Halit Karay

[-i]

[eskimiş]

• Yukarı kaldırmak

• Ortadan kaldırmak, gidermek

[isim]

• Tavsiye mektubu

• Kaynak

• Tavsiye

[sıfat]

• Herhangi bir defaya yetecek miktarda olan

  İki seferlik yol parası.

[isim]

• Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürme

[ekonomi]

• Aktarma

• Alma

  Bir kanaldan ötekine geçerken aldığı yüklü transfer bedelini nasıl ödeyecekti bu kadın? - İnci Aral

[isim]

• Fedaice davranış, serdengeçtilik

  Akıl ermez bir fedailik azmi ve cüreti içindeki üç adam, aynı gün ve belki aynı saatte teşebbüslerine girişiyor. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

• Feminizm yanlısı kimse veya görüş

  Ayrıntılarda görüş farklılıklarımız olsa da temelde feministlerden yanayım. - Refik Erduran