İçinde Fe Bulunan 4 Harfli Kelimeler
İçerisinde FE olan 4 harfli 21 kelime bulunuyor. İçinde FE olan 4 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Fe ile başlayan 4 harfli kelimeler. fe ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
FEVÇ19,
AFET (Kelime Kökeni: Arapça āfet)
-
Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım
O yıl su baskınları bir afet gibiydi.
- Kıran
-
Çok kötü
Şöhret gibi servetin de afet olduğunu yeni anlıyordum. - Reşat Nuri Güntekin
-
Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın
Gül yüzlü bir afetti ki her busesi lale. - Yahya Kemal Beyatlı
- Hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk
Birleşik Kelimeler: afet istasyonu, doğal afet, tabii afet
FEKE
- Adana iline bağlı ilçelerden biri
FERT (Kelime Kökeni: Arapça ferd)
-
Birey
Mustafa Kemal bir fert değil bir timsaldir. - Yahya Kemal Beyatlı
FERÎ (Kelime Kökeni: Arapça ferʿī)
- Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan
- İkinci dereceden
FENT (Kelime Kökeni: Farsça fend)
- Düzen, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- fent çevirmek
FENA (Kelime Kökeni: Arapça fenāʾ)
-
İyi nitelikte olmayan, kötü
Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir. - Burhan Felek
-
Üzücü
Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki... - Halide Edip Adıvar
-
İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse)
Fena bir öğrenci.
-
Hoşa gitmeyen, rahatsız edici
Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım. - Refik Halit Karay
-
Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan
Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum. - Peyami Safa
-
Çok
Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- fena değil (veya sayılmaz)
- fena etmek
- fena gözle bakmak
- fena olmak
- fenasına gitmek
- fenaya çekmek
- fena yapmak
- fenaya sarmak
Birleşik Kelimeler: fena hâlde, fena kalpli
- Ölümlülük
Ata Sözleri ve Deyimler
- fena bulmak
Birleşik Kelimeler: fenafillah
KAFE
- İçecek ve hafif yiyeceklerin satıldığı, bazılarında kapı önlerinde oturacak yerlerin bulunduğu ayaküstü yiyecek yerleri
KEFE (Kelime Kökeni: Arapça keffe)
- Terazi gözlerinden her biri
- Semercilerin atların tüylerini parlatmak için kullandığı bir araç türü
TEFE
- Dokuma tezgâhında tarağı tutan ağaç veya metal parça
FEDA (Kelime Kökeni: Arapça fidāʾ)
- Bir amaç uğrunda bir değer veya varlıktan vazgeçme, uğruna verme
Ata Sözleri ve Deyimler
- feda etmek
- feda olmak
- feda olsun!
Birleşik Kelimeler: can feda
KÜFE (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Genellikle söğüt veya başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet
Yolun kenarındaki kayanın üstüne küfesini koydu. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
Bu sepetin alabildiği miktarda olan
Çardağın önünde o gün dizmeleri gereken sekiz küfe tütün duruyordu. - Necati Cumalı
- Kaba et, kıç
FECİ (Kelime Kökeni: Arapça fecīʿ)
-
Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik
Hâllerinde öyle bir kahırlı, kederli eda vardır, bütün bugünün feci hikâyesini söyler. - Halit Ziya Uşaklıgil
FEZA (Kelime Kökeni: Arapça feżāʾ)
-
Gök
Sabahın pembe, beyaz tülleri sıyrıldıkça mütemadiyen berraklaşan fezada çıt yok. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
FERÇ (Kelime Kökeni: Arapça ferc)
- Dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, vulva
FELÇ (Kelime Kökeni: Arapça felc)
- İnme
- İşlemez durumda olma
Ata Sözleri ve Deyimler
- felce uğramak
- felce uğratmak
- felç etmek
- felç gelmek
- felç inmek
- felç olmak
Birleşik Kelimeler: kısmi felç, çocuk felci