İçinde Fa Bulunan 5 Harfli Kelimeler
İçerisinde FA olan 5 harfli 66 kelime bulunuyor. İçinde FA olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Fa ile başlayan 5 harfli kelimeler. fa ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ZİFAF20,
AFAKİ (Kelime Kökeni: Arapça āfāḳī)
-
Gereksiz, önemsiz (söz)
Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık. - Ahmet Rasim
- Bir kaynağa dayanmayan, hayalî
ETFAL (Kelime Kökeni: Arapça eṭfāl)
- Çocuklar
FARİL (Kelime Kökeni: İngilizce farl)
- Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip
FANTİ (Kelime Kökeni: Rumca)
- İskambil oyunlarında oğlan, bacak veya vale adlarıyla bilinen kâğıt
FAKAT (Kelime Kökeni: Arapça faḳaṭ)
-
Ancak, ama, lakin
El fenerim de çantanın üstündeymiş sözde fakat göremiyorum. - Adalet Ağaoğlu
FAKİR (Kelime Kökeni: Arapça faḳīr)
-
Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı
En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir. - Falih Rıfkı Atay
-
Olması gerekenden az
Seni fakir, soluk bir dekor içinde görmek istemem. - Mahmut Yesari
- Hindistan'da yokluğa, eziyete kendini alıştırmış derviş
-
Zavallı, kimsesiz
Hey gidi kahpe felek, gençliklerine doymadan gitti fakirler. - Haldun Taner
-
Kişinin alçak gönüllülük göstermek için kendisine verdiği san
Fakir dün ziyaretinize geldimse de bulamadım. - Şemseddin Sami
Ata Sözleri ve Deyimler
- fakir düşmek
- fakir tavuğu tek tek yumurtlar
Birleşik Kelimeler: fakir cevher, fakir fukara, fakirhane
FALAN (Kelime Kökeni: Arapça fulān)
-
Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan
Bana `falan geldi, falan gitti` diye anlatmaya başladı.
-
Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek `ve benzerleri` anlamında kullanılan bir söz
Hiç heyecan falan göstermiyor. - Ömer Seyfettin
-
Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime
Falan tarihte, falan yerde, falan kişi ile gezerken sizi gördüm.
Birleşik Kelimeler: falan festekiz, falan feşmekân, falan fıstık, falan filan, filan falan
FANTA
- Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara, dağ isketesi
İRFAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿirfān)
-
Bilme, anlama, sezme
Zira onun irfan seviyesi hakkında malumatım pek azdır. - Refik Halit Karay
- Gerçeğe ulaştırıcı güçlü seziş
-
Kültür
En büyük emelim, maarif vekili olarak yurdumun irfanını yükseltmektir. - Atatürk
İNFAK (Kelime Kökeni: Arapça infāḳ)
- Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama
KALFA (Kelime Kökeni: Arapça ḫalīfe)
-
Aşaması çırakla usta arasında bulunan zanaatçı
Kalfalar, dükkân sahipleri, çıraklar, su dolu helkeleriyle dükkânlarından fırlıyor. - Orhan Kemal
- Mimar yardımcısı
- Saraylarda ve büyük konaklarda halayıkların başında bulunan kadın
- İptidailerde hoca yardımcısı
-
Çocukları evlerinden alarak okula, okuldan evlerine götüren kimse
Evin içinde yaşlı bir kalfa ve bir besleme ile kalmıştık. - Sermet Muhtar Alus
Birleşik Kelimeler: eczacı kalfası
KEFAL (Kelime Kökeni: Rumca)
- Kefalgillerden, orta büyüklükte, çok pullu, küt başlı, gümüş renginde, beyaz etli bir balık, topbaş balık (Mugil cephalus)
Birleşik Kelimeler: akkefal, uçar kefal, tatlısu kefali
LENFA (Kelime Kökeni: Fransızca lymphe)
- Lenf
NİFAK (Kelime Kökeni: Arapça nifāḳ)
-
Geçimsizlik, anlaşmazlık, ara bozuculuk
Nifak unsurları her ikisinin iyi niyetlerinden yavaş yavaş, sinsi sinsi kendi çıkarlarına yararlanmasını bilecekti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- nifak sokmak
Birleşik Kelimeler: nifak tohumu
FASET (Kelime Kökeni: Fransızca facette)
- Baskı işlerinde harf ve satırları formada tutmak ve sıkmak için kullanılan kama
- Dişin ön yüzüne estetik amaçla yapılan kaplama