[sıfat]

• Ateşi olan

  Ateşli hasta.

[mecaz]

• Heyecanlı, coşkulu

  Bu karanlık günler, senin gibi genç, ateşli, imanlı zabitlerin gayreti ile aydınlanacak. - Samim Kocagöz

[mecaz]

• Cinsel istekleri güçlü olan

[sıfat]

[eskimiş]

• Ateşli, coşkun

• Ateş renginde olan

[isim]

[halk ağzında]

• Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü

[sıfat]

• Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan

  Gene gülümsüyordu ama artık kalleş bir hınç vardı gülümseyişinde. - Tarık Buğra

• Birine gizlice kötülük eden

[isim]

[halk ağzında]

• İyice dövülmüş buğdayın etle birlikte uzun süre kaynatılmasıyla yapılan bir yemek

[isim]

[eskimiş]

• Asker

  Aldı gam leşkeri gönül şehrini. - Dertli

• Ordu

[zarf]

[eskimiş]

• Yayım yoluyla

[sıfat]

• Sevinçli, keyifli, şen, pürneşe

  Yaşadığımızın önemini ve yapıp ettiklerimizde ölçüyü gözeterek yani edebe riayet ederek hem ciddi hem neşeli olabiliriz. - İsmet Özel

[zarf]

• Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde

  Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi. - Peyami Safa

[isim]

[tıp]

• Cerrahide kesme işlemlerinde kullanılan bıçak

Ata Sözleri ve Deyimler

• neşter vurmak

[isim]

[eskimiş]

• Yılın onuncu ve on birinci aylarına verilen ortak ad

[isim]

[eskimiş]

• Yaptığı bir işe bir kimseyi ortak etme

[sıfat]

[eskimiş]

• Yasamalı

[isim]

• Oluşturma, ortaya çıkarma, meydana getirme

• Oluşum

• Örgütleme

Ata Sözleri ve Deyimler

• teşkil etmek

[sıfat]

• Eşeği andıran, eşeğe benzeyen, eşek gibi, eşeğimsi

[isim]

• Eşilmek işi