[isim]

[halk ağzında]

• Arıların çıkardığı bir salgı türü

[isim]

• Eğirmek işi

[isim]

• Eğirtmek işi

[isim]

• İplik eğirmeye yarar araç, kirmen

  İki arkadaş, yüzlerce yıllık tonozların altında eğirmenlerini çevirirlerken her günkü ahenklerine giriştiler. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-i]

• Yün, pamuk vb.ni iğ ile büküp iplik durumuna getirmek

[-e]

[-i]

• Eğirme işi yaptırmak

[isim]

• Isparta iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Seğirmek işi

[nesnesiz]

• Genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak

  Üç dört gün oluyor, sol gözümün alt kapağı seğiriyordu. - Burhan Felek

[isim]

• Seğirtmek işi

• Yem takılmadan kullanılan olta

[sıfat]

• Yuvarlak

  Bir iki tane değirmi, büyücek yufka açmıştı. - Nabizade Nâzım

• Eni boyuna eşit olan (kumaş)

[isim]

[halk ağzında]

• Yemeni, yazma, başörtüsü

[isim]

• Değirmek işi

[nesnesiz]

• Sıçrayarak yakın bir yere doğru koşmak

  İçeriye girip de kalem odasına doğru seğirttiği anda odacı sokaktan seslendi. - Ercüment Ekrem Talu

[-e]

[halk ağzında]

• Duyurmak, bildirmek, ulaştırmak

• Değdirmek, dokundurmak

[isim]

• İçinde öğütme işi yapılan yer

  Su değirmeni. Yel değirmeni.

• Kahve, buğday, nohut vb. taneleri öğüten araç veya alet

  Değirmende biraz kahve çekti. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

• değirmenden gelenden poğaça umarlar
• değirmene gelen nöbet bekler
• değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
• değirmenin suyu nereden geliyor?