[isim]

• Eğilmek işi

  İstese bile kendisini veremiyor, belirsiz bir tiksinti o yöne eğilmesini engelliyordu. - Attila İlhan

[matematik]

• Bir doğrunun, bir başka doğruya veya düzleme göre eğik olması

[fizik]

• Yerin manyetik alanında bulunan serbest mıknatıslı bir iğnenin doğrultusu ile yatay düzlem arasındaki açı

[nesnesiz]

• Bir yana doğru eğik duruma gelmek

• İnsan, bir işi yapmak için belini eğmek

  Tenis oynarken yüz çeşit çeviklikler içinde eğilir, kalkar, sıçrar, koşar. - Refik Halit Karay

[mecaz]

• Başkasının baskısını veya egemenliğini benimsemek, kabul etmek

  Türk eğilmez.

[-e]

[mecaz]

• Bir işi önemseyip ele almak

  Bir yandan ayrıntılara eğilirken bir yandan da bunları alaylı bir süzgeçten geçirir. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

• eğilen baş kesilmez
• eğilip bükülmek