İçinde Eza Bulunan Kelimeler
İçinde EZA olan 73 kelime bulunuyor. İçerisinde EZA geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Eza kelimesinin anlamı nedir? Eza ile başlayan kelimeler. Eza ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
CEZALANDIRILMAK26
14 Harfli Kelimeler
CEZALANDIRILMA25
13 Harfli Kelimeler
CEZALANDIRMAK23, NEZAKETSİZLİK20
12 Harfli Kelimeler
PREZANTASYON23, CEZALANDIRMA22, NEZAKETLİLİK15
11 Harfli Kelimeler
HEMŞİREZADE24, SEZARYENSİZ21, NEZARETHANE18
10 Harfli Kelimeler
DEZAVANTAJ30, CEZASIZLIK22, EMPREZARYO21, MEZARCILIK19, PREZANTABL19, NEZARETSİZ17, NEZAKETSİZ17, CEZALANMAK17, SEZARYENLİ16, MEZARİSTAN15
9 Harfli Kelimeler
FERAHFEZA28, TEYZEZADE19, BENDEZADE18, TEZAHÜRAT18, MÜTEZAYİT17, CEZAYİRLİ17, CEZALANMA16, NEZARETLİ12, NEZAKETEN12, NEZAKETLİ12
8 Harfli Kelimeler
PEMBEZAR18, MÜSTEZAT15, PREZANTE15,
7 Harfli Kelimeler
CANFEZA19, CEZAEVİ19, FEYEZAN18, CEZASIZ18, NEZAFET16, TEZAHÜR16, VEZARET16, EZANSIZ15, MEZATÇI15, MEZARCI15, CEZAYİR15, HEZAREN14, NEZAHET14, TEZAYÜT14, MUKTEZA12, MEZAMİR12, MEZALİM12, TEZATLI11, KEZALİK10, LALEZAR10
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
EZANCI13, HAKEZA13, CEZALI13
5 Harfli Kelimeler
CEZAİ11, MEZAT9, MEZAR9, EZANİ8, LEZAR8, TEZAT8
4 Harfli Kelimeler
FEZA13, CEZA10, SEZA8, EZAN7, KEZA7
3 Harfli Kelimeler
EZA6
EZA (Kelime Kökeni: Arapça eẕāʾ)
-
Üzme, sıkıntı verme, üzgü
Gün geçtikçe içimde anlaşılmaz bir eza uyanmaya başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: eza cefa
EZAN (Kelime Kökeni: Arapça eẕān)
-
Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yüksek sesle yaptığı çağrı
Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular. - Attila İlhan
Birleşik Kelimeler: ezan saati, ezan vakti, akşam ezanı, ikindi ezanı, öğle ezanı, sabah ezanı, yatsı ezanı
KEZA (Kelime Kökeni: Arapça keẕā)
- Aynı biçimde, kezalik
EZANİ (Kelime Kökeni: Arapça eẕānī)
- Ezanla ilgili
Birleşik Kelimeler: ezani saat
LEZAR (Kelime Kökeni: Fransızca lézard)
- Kertenkele derisinin sepilenmesiyle elde edilen bir deri türü
TEZAT (Kelime Kökeni: Arapça teżādd)
-
Karşıtlık, karşıt olma, zıtlık, çelişki, kontrast, antagonizma
Bir milletin güzidesiyle halkı arasında bu derece tezat doğru mudur? - Orhan Seyfi Orhon
- Anlatımda birbirine karşıt iki sözü yan yana kullanma
Ata Sözleri ve Deyimler
- tezada düşmek
SEZA (Kelime Kökeni: Farsça sezā)
-
Uygun, yaraşır, bir şeye değer
Hele Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza. - Sermet Muhtar Alus
MEZAT (Kelime Kökeni: Arapça mezād)
- Açık artırma ile satış
-
Açık artırma ile satış yapılan yer
Bu masayı mezattan aldım.
Ata Sözleri ve Deyimler
- mezada çıkarmak (veya koymak)
Birleşik Kelimeler: mezat malı
MEZAR (Kelime Kökeni: Arapça mezār)
-
Ölünün gömülü olduğu yer, gömüt, kabir, sin(I), makber, metfen
Yurdumuzun on dört yerinde Yunus'a ait olduğu söylenen türbe ve mezarlar vardır. - Ahmet Kabaklı
Ata Sözleri ve Deyimler
- mezardan çıkarmak
- mezarını kazmak
Birleşik Kelimeler: mezar kaçkını, mezar soyguncusu, mezar taşı, anıt mezar
KEZALİK (Kelime Kökeni: Arapça keẕālik)
- Keza
LALEZAR (Kelime Kökeni: Farsça lālezār)
- Lale yetiştirilen yer, lale bahçesi
CEZA (Kelime Kökeni: Arapça cezāʾ)
-
Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum. - Elif Şafak
-
Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
Cezasını tamamlayana kadar tek kişilik bir koğuşta kalmış. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- ceza almak
- ceza çekmek
- ceza görmek
- ceza kesmek
- cezasını bulmak
- cezasını çekmek
- ceza vermek
- cezaya çarptırmak
- ceza yazmak
- ceza yemek
Birleşik Kelimeler: ceza alanı, ceza atışı, cezaevi, ceza hukuku, ceza reisi, ceza sahası, ceza vuruşu, ağır ceza, nakdî ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır hapis cezası, ağır para cezası, beden cezası, disiplin cezası, hafif hapis cezası, idam cezası, kınama cezası, kürek cezası, ölüm cezası, para cezası, pranga cezası
TEZATLI
-
Birbirinin karşıtı olan, karşıtlı, çelişkili, kontrastlı
Tarihin vücuda getirmiş olduğu tezatlı manzarada, bugünü daha iyi anlıyoruz. - Mehmet Kaplan
CEZA (Kelime Kökeni: Arapça cezāʾ)
-
Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum. - Elif Şafak
-
Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
Cezasını tamamlayana kadar tek kişilik bir koğuşta kalmış. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- ceza almak
- ceza çekmek
- ceza görmek
- ceza kesmek
- cezasını bulmak
- cezasını çekmek
- ceza vermek
- cezaya çarptırmak
- ceza yazmak
- ceza yemek
Birleşik Kelimeler: ceza alanı, ceza atışı, cezaevi, ceza hukuku, ceza reisi, ceza sahası, ceza vuruşu, ağır ceza, nakdî ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır hapis cezası, ağır para cezası, beden cezası, disiplin cezası, hafif hapis cezası, idam cezası, kınama cezası, kürek cezası, ölüm cezası, para cezası, pranga cezası
NEZARETLİ
-
Görünüşlü, görüntüye sahip, manzaralı
Yüksek, havadar, nezaretli bir ev. - Sermet Muhtar Alus