[sıfat]

• İsteğe bağlı olan

[mecaz]

• Gerçeğe, akla, yol ve yönteme uymayan

  Yaptığımızın keyfî bir uygulama olduğunun farkında ama bir şey de söyleyemiyor. - Ahmet Ümit

[isim]

• Keyfî olma durumu

[isim]

• Keyfetmek işi

[nesnesiz]

• Hoş ve eğlenceli vakit geçirmek

[isim]

[eskimiş]

• Nitelik

  Cenap Şehabeddin Bey şiiri nazımdan ayrı bir keyfiyet telakki ediyor. - Yahya Kemal Beyatlı

• Durum

  Böyle bir keyfiyet vukuunda, akıbetiniz mutlaka ölüm olacaktır. - Attila İlhan

[isim]

[tarih]

• Osmanlı Devleti'nde Yeniçeri Ocağı kaldırıldıktan sonra, yerine kurulan yeni ordu örgütünde görev yapan subayların oluşturduğu askerî sınıf

[zarf]

• İsteğine göre, nasıl isterse, dilediğince, keyfine göre, gönlünce

  Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince / Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül - Yahya Kemal Beyatlı

[sıfat]

• Pek üzerinde durulmayan, önem verilmeyen

[isim]

[bitki bilimi]

• Turunçgillerden, sıcak bölgelerde yetişen bir meyve ağacı, altıntop, kızmemesi (Citrus decumana)

• Bu ağacın portakaldan daha iri, kanarya sarısı renginde, tadı acımsı meyvesi, altıntop, kızmemesi

[isim]

• Batman iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

[bitki bilimi]

• Patlıcangillerden, kırmızı ve ekşimsi meyvesi idrar söktürücü olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir bitki, gelin otu (Physalis alkekengi)