[isim]

• Evlenmek işi, izdivaç

  Annesi, askerliğini yapıncaya kadar evlenmesine razı değildi. - Erhan Bener

[nesnesiz]

[-le]

• Erkekle kadın, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmek, izdivaç etmek

  Öyle olmasa Musa ile evlenmez, talipleri içinde en beğendiği İsa'nın İstanbul'dan dönmesini beklerdi. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

• evlenenle ev alana Allah yardım eder
• evlenmek barklanmak

[isim]

• Alevlenmek işi

  İçin için yanıp alevlenmeye doğru gitmekte de Enderun körüklemeleri yüzünden geri kalmadılar. - Necip Fazıl Kısakürek

[tıp]

• Sessizce sürmekte olan bir hastalığın belirtilerinin artması, eksaserbasyon

[nesnesiz]

• Yanmaya başlamak

• Sıcaklığı artmak

  Güneş gene alevlendi, kavak yapraklarına türkü söyleten serin esinti dindi. - Tarık Buğra

• Heyecanlanmak

[mecaz]

• Şiddeti artmak

  Savaş alevlendi.

[mecaz]

• Öfkelenmek

  Bu ağza alınmaz söz üzerine karşıdakiler birden alevlendiler. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

• Görevlenmek işi

[nesnesiz]

[-le]

• Görev almak