İçinde Eski Bulunan Kelimeler
İçinde ESKİ olan 37 kelime bulunuyor. İçerisinde ESKİ geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Eski kelimesinin anlamı nedir? Eski ile başlayan kelimeler. Eski ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
KESKİNLEŞTİRMEK20
14 Harfli Kelimeler
ESKİŞEHİRLİLİK22, KESKİNLEŞTİRME19
12 Harfli Kelimeler
KESKİNLEŞMEK17, KESKİNLETMEK14
11 Harfli Kelimeler
ESKİŞEHİRLİ19, KESKİNLEŞME16, KESKİNCİLİK15, KESKİNLETME13
10 Harfli Kelimeler
ESKİLEŞMEK15, ESKİTİLMEK12
9 Harfli Kelimeler
ESKİPAZAR17, ESKİŞEHİR17, ESKİLEŞME14, ESKİCİLİK13, ESKİTİLME11, KESKİNLİK10
8 Harfli Kelimeler
ESKİMOCA14, BABAESKİ13, KESKİNCİ12, ESKİTMEK10
7 Harfli Kelimeler
BAŞESKİ13, ESKİDEN10, ESKİMSİ10, ESKİTME9, ESKİMEK9, ESKİLİK8
6 Harfli Kelimeler
ESKİCE10, ESKİCİ10, ESKİMO9, ESKİME8, KESKİN7,
5 Harfli Kelimeler
ESKİZ9, ESKİL6, KESKİ6
4 Harfli Kelimeler
ESKİ5
ESKİ
-
Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı
Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç
-
Önceki, sabık
Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal. - Ayla Kutlu
- Geçerli olmayan
- Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan
-
Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan
Eski öğretmen.
-
Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey
Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz
Mebus eskisi. Müdür eskisi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- eski ağza yeni taam
- eski çamlar bardak oldu
- eski defterleri kapatmak
- eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
- eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
- eski düşman dost olmaz
- eski hamam eski tas
- eski hayratı da berbat etmek
- eski kimliğine bürünmek
- eski köye yeni âdet getirmek
- eski kulağı kesiklerden olmak
- eskisi kadar (veya gibi)
- eskisini aratmamak
- eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
- eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı
Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski
ESKİL
- Aksaray iline bağlı ilçelerden biri
KESKİ
- Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
- Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak
- Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak veya disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası
KESKİN
-
Çok kesici, iyi kesen
Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
-
Tiz (ses)
Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. - Peyami Safa
-
Kırıcı, incitici
En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş. - Haldun Taner
-
Etkili, sert
Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt
-
Kıvrak
Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var. - Cahit Sıtkı Tarancı
- Hassas
- Dikkatli
- Zampara
Ata Sözleri ve Deyimler
- keskin sirke küpüne (veya kabına) zarar
- keskin zekâ keramete kıç attırır
Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, gözü keskin
- Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri
TESKİN (Kelime Kökeni: Arapça teskīn)
-
Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma
Ev sahibi erkek beni, kadın da onu teskine uğraşıyordu. - Burhan Felek
Ata Sözleri ve Deyimler
- teskin etmek
ESKİLİK
-
Eski olma durumu, antikite
Öyle bir yaştaydık ki eskiliğin oluşturduğu eksikler nedir, bilmiyorduk. - Ayla Kutlu
ESKİME
- Eskimek işi
ESKİTME
- Eskitmek işi
ESKİMEK
-
Eski duruma gelmek, köhnemek
Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede. - Kerim Korcan
-
Yıpranmak
Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı. - Tarık Buğra
-
Gözden düşmek, değeri kalmamak
Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler. - Reşat Nuri Güntekin
- Yaşlanmak
ESKİMO
- Kuzey Kutbu'nda yaşayan toplulukların adı
- Bu topluluktan olan kimse
ESKİZ (Kelime Kökeni: Fransızca esquisse)
- Mimari eserler ve resim için çizimlerle yapılan ön çalışma, taslak
KESKİNLİK
-
Keskin olma durumu
Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir. - Reşat Nuri Güntekin
ESKİTMEK
-
Çok kullanarak eskimiş duruma getirmek, yıpratmak
Çocuk, pantolonunu eskitti.
-
Etkisini sürdürememek, yıpratmak
Yunus Emre'yi yüzyıllar eskitemedi.
-
Yaşlandırmak
Alkol, tütün ve aşk eskitti beni. - Attila İlhan
ESKİDEN
-
Geçmiş zamanlarda, geçmiş çağlarda, geçmişte, mukaddema
Aynı şeyi eskiden de görmemiş miydim? - Adalet Ağaoğlu
ESKİMSİ
- Eskiyi andıran, eskiye benzeyen, eski gibi