[isim]

[eskimiş]

• Buharlaşma, buharlaştırma

• Buğulama, buğuya tutma, etüvden geçirme

[isim]

• Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü

  Başını kaldırarak köşkün karanlık cephesine baktı. - Peyami Safa

• Belli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan beraberlik

[mecaz]

• Yan, yön, taraf

  Hakikatin binbir cephesi ve başka başka görünüşleri yok mudur? - Abdülhak Şinasi Hisar

[askerlik]

• Üzerinde savaşın sürdüğü bölge

[denizcilik]

• Farklı ısıdaki iki su kütlesi arasındaki sınır

[meteoroloji]

• Yerde veya daha yükseklerde sıklık, sıcaklık bakımından iki ayrı hava yığınının karşılaştıkları yer

Ata Sözleri ve Deyimler

• cephe açmak
• cephe almak
• cepheden cepheye koşmak
• cepheden hücuma geçmek

[isim]

[askerlik]

• Ateşli silahlarla atılmak için hazırlanan her türlü patlayıcı madde, mühimmat

  Artık silahım var, cephanem var, ava çıkabilirim. - Arif Nihat Asya

[isim]

[eskimiş]

• Kesimevinde kesilen hayvanlar için kasapların ödedikleri vergi

[isim]

[eskimiş]

• Buğuevi

[isim]

• Cephelenmek işi

[-e]

• Cephe oluşturmak

  Gürültüye karşı savaşanlar köpeğe karşı cephelenmişler. - Falih Rıfkı Atay