[isim]

• Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma

  Bütün temkin ve vakarını kaybedip konuşanlara sokuldu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

[eskimiş]

• Tavan ve duvarlara kabartma gibi görünen resimler yapan sanatçı

[sıfat]

• Davranışlarında ölçülü olan

  Temkinli, ağır hareketler hoş görülüyor, daha tesir yapıyordu. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Sitem edici, sitem eden

[bağlaç]

• Madem

  Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür / Mademki böyle duygularım kaldı çok şükür - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

• Temkinli olma durumu

  Temkinliliği elden bırakmamak gerekiyordu. - Ahmet Ümit

[sıfat]

[eskimiş]

• Dem çeken, güzel ses çıkaran (güvercin)

[isim]

• Kalemkâr olma durumu

• Kalemkârın işi

[isim]

• Çemkirmek işi

[zarf]

• Temkinli olarak, temkinli bir biçimde

  Temkinlice bir iki damla da ağladı. - Memduh Şevket Esendal

[nesnesiz]

• Birine karşı gelmek, sert cevap vermek

[halk ağzında]

• Köpek kesik kesik havlamak

[isim]

• Çemkirtmek işi

[sıfat]

• Davranışlarında ölçülü olmayan

[-i]

• Çemkirmesini sağlamak

[isim]

• Çemkirme işi