İçinde Eman Bulunan Kelimeler
İçinde EMAN olan 22 kelime bulunuyor. İçerisinde EMAN geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Eman kelimesinin anlamı nedir? Eman ile başlayan kelimeler. Eman ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
MERYEMANAKUŞAĞI31
13 Harfli Kelimeler
BAŞKEMANCILIK24
11 Harfli Kelimeler
ŞEHREMANETİ19, EMANETULLAH17, EMANETÇİLİK15
10 Harfli Kelimeler
BAŞKEMANCI20, KEMANCILIK16
9 Harfli Kelimeler
KOLEMANİT11
8 Harfli Kelimeler
EMANETÇİ12, KEMANKEŞ12, SEMANTİK10, EMANETEN9
7 Harfli Kelimeler
AGREMAN12, KEMANCI12
6 Harfli Kelimeler
EMANET7, ELEMAN7, KEMANE7, KEMANİ7
5 Harfli Kelimeler
CEMAN9, SEMAN7, KEMAN6
4 Harfli Kelimeler
EMAN5
EMAN (Kelime Kökeni: Fransızca éman)
- Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi
KEMAN (Kelime Kökeni: Farsça kemān)
-
Dört teli olan, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. - Ömer Seyfettin
- Yay
Ata Sözleri ve Deyimler
- keman gibi
Birleşik Kelimeler: keman yayı
EMANET (Kelime Kökeni: Arapça emānet)
-
Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia
Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar. - Salâh Birsel
-
Bir kimse ile birine gönderilen şey
İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız.
- Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer
-
Can, ruh
Allah emanetini alsın da kurtulayım.
Ata Sözleri ve Deyimler
- emanet ata binen tez iner
- emanet bırakmak (veya etmek veya vermek)
- emanete hıyanet olmaz
- emanet eşeğin yuları gevşek olur
- emanet hayvanın (veya eşeğin) kuskunu (veya paldımı) yokuşta kopar
Birleşik Kelimeler: emanet dolabı, şehremaneti
ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)
-
Öge
Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi
-
Bir toplulukta çalışan insanların her biri
Kızı sizin elemanınız sanmışlar öyle mi? - Ahmet Ümit
- Kümeye ait varlıklardan her biri
Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı
KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)
- Keman ve kemençe yayı
- Bir tür halk çalgısı
- Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç
- Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım
Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane
KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)
- Alaturka müzikte keman çalan kimse
SEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca cément)
- Diş köklerini kaplayan sert madde
- Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde
EMANETEN (Kelime Kökeni: Arapça emāneten)
- Emanet olarak
CEMAN (Kelime Kökeni: Arapça cemʿan)
- Toplam olarak, hepsini içine alarak
Birleşik Kelimeler: ceman yekûn
SEMANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca sémantique)
- Anlam bilimi
- Anlam bilimsel
KOLEMANİT (Kelime Kökeni: Fransızca colémanite)
- Hidratlı doğal kalsiyum borat
EMANETÇİ
- Ücret karşılığı eşyayı koruyan kimse
-
Bir görevi geçici olarak üstlenen
Emanetçi parti başkanı.
KEMANKEŞ (Kelime Kökeni: Farsça kemānkeş)
-
Okçu
Kimi yayı öptü, kimi fırlattı / En er kemankeşe yetti üç atım - Yahya Kemal Beyatlı
AGREMAN (Kelime Kökeni: Fransızca agrément)
- Uygunluk
KEMANCI
-
Keman yapan veya çalan kimse
Kemancı uzun saçlı, papyon kravatlı, zayıf yüzlü bir adamdı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: başkemancı, birinci kemancı