İçinde Ekme Bulunan Kelimeler
İçinde EKME olan 36 kelime bulunuyor. İçerisinde EKME geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ekme kelimesinin anlamı nedir? Ekme ile başlayan kelimeler. Ekme ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
12 Harfli Kelimeler
PEKMEZKÖPÜĞÜ41,
11 Harfli Kelimeler
KÖPEKMEMESİ24, PEKMEZCİLİK22, KARGASEKMEZ20, TEKMELENMEK13
10 Harfli Kelimeler
PEKMEZKEFİ24, ÇEKMECESİZ21, EKMEKÇİLİK14, TEKMELENME12, TEKMELEMEK12
9 Harfli Kelimeler
KUŞEKMEĞİ21, PEKMEZLİK17, ÇEKMECELİ16, TEKMELEME11
8 Harfli Kelimeler
PEKMEZCİ19, PEKMEZLİ16, EKMEKSİZ13, GEREKMEK13, ÇEKMELİK12, EKMEKLİK9
7 Harfli Kelimeler
ÇEKMECE14, GEREKME12, ÇEKMELİ11, EKMEKÇİ11, EKMEKSİ9
6 Harfli Kelimeler
PEKMEZ14, ÇEKMEK10, SEKMEN8, SEKMEK8
5 Harfli Kelimeler
ÇEKME9, SEKME7,
4 Harfli Kelimeler
EKME5
EKME
- Ekmek işi
EKMEK
-
Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz
Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş. - Yusuf Ziya Ortaç
-
İnsanı geçindirecek iş, kazanç
Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi. - Necati Cumalı
-
Yemek, aş
Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
- ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur
- ekmeğinden etmek
- ekmeğinden olmak
- ekmeğine göz koymak (veya dikmek)
- ekmeğine yağ sürmek
- ekmeğini çıkarmak
- ekmeğini eline almak
- ekmeğini kana doğramak
- ekmeğini kazanmak
- ekmeğini taştan çıkarmak
- ekmeğini yemek
- ekmeğiyle oynamak
- ekmek aslanın ağzında
- ekmek çarpsın!
- ekmek elden su gölden
- ekmek istemez su istemez
- ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
- ekmek öpmek
- ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
Birleşik Kelimeler: ekmek ağacı, ekmek ayvası, ekmek dolması, ekmek düşmanı, ekmek kadayıfı, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek kırıntısı, ekmek küfü, ekmek mayası, ekmek parası, ekmek tahtası, ekmek tatlısı, ekmek ufağı, ekmeği dizinde, etli ekmek, kuru ekmek, soğan ekmek, tahinli ekmek, tam ekmek, taş ekmek, tuz ekmek düşmanı, tuz ekmek hakkı, vişneli ekmek, zengin ekmek, arpa ekmeği, çarşı ekmeği, çavdar ekmeği, dürüm ekmeği, er ekmeği, ev ekmeği, glüten ekmeği, halk ekmeği, köy ekmeği, kuşekmeği, mısır ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği, tava ekmeği, tost ekmeği, yufka ekmeği
- Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
-
Toprağı ekip biçmek için kullanmak
Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. - Memduh Şevket Esendal
-
Serpmek
Yemeğe biber ekmek.
-
Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak
Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.
-
Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak
Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler. - Haldun Taner
- Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek
- Yarışta geçmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- eken biçer, konan göçer
- ekip biçmek
- ekmeden biçilmez
- ekmediği yerden biter
- ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını
TEKME
-
Ayakla vuruş
Kondulardan birinin duvarını tekmeyle yıkan bir yıkımcı, topal bir kadından ilk darbeyi yedi. - Lâtife Tekin
- Hayvanın art ayağıyla vurması, çifte
Ata Sözleri ve Deyimler
- tekme atmak (veya vurmak)
- tekme tokat girişmek
- tekme yemek
SEKME
- Sekmek işi
SEKMEN
- Tabure
- Basamak
SEKMEK
-
Tek veya iki ayak üzerinde sıçramak
Evden yola, yoldan eve varabilmek için evvelce yerleştirilmiş iri kayalar üzerinde sekmek gerekirdi. - Haldun Taner
- Tek veya iki ayak üzerinde sıçrayarak ilerlemek
-
Atılan bir nesne bir yere dokunduktan sonra sıçrayarak gitmek
Taş seke seke gözden kayboldu.
-
Bir yere, bir cisme çarparak yön değiştirmek
Mermi sekti.
-
Aralık vermek
Hastanın ateşi bir gün bile sekmedi.
Birleşik Kelimeler: kargasekmez
EKMEKLİK
- İçine ekmek konulan kap
-
Ekmek yapmaya yarayan veya ayrılan
Un da beş altı ekmeklik. - Orhan Kemal
- Oyunda her zaman yenilerek kendisinden para kazanılan kimse
EKMEKSİ
- Ekmeği andıran, ekmeğe benzeyen, ekmek gibi, ekmeğimsi
ÇEKME
-
Çekmek işi
Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı. - Cahit Uçuk
-
Çekmece
Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü. - Haldun Taner
- Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak
- Parmak veya mızrapla çalınan çalgı
- Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi
- İş yaparken giyilen bir şalvar türü
-
Çekilerek giyilen veya kullanılan
Erkekleri, yandan lastikli çekme potinden başkasını bilmiyorlardı. - Refik Halit Karay
-
Düzgün biçimli
Çekme burun.
- Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması
Birleşik Kelimeler: çekme demir, çekme halatı, çekme kapı, çekme kat, ad çekme, halat çekme, kemane çekme, sıcak çekme
ÇEKMEK
-
Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek
Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. - Reşat Nuri Güntekin
- Taşıtı bir yere bırakmak, koymak
-
Germek
İpi çekmek.
- İçine almak, emmek
-
Bir yerden başka bir yere taşımak
Ekini tarladan çekmek.
-
Bir amaçla ortadan kaldırmak
Piyasadaki parayı çekmek.
-
Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak
Elindeki tabancayı tetiğine basmak için yeni çekivermiş gibiydi. - Tarık Buğra
-
Atmak, vurmak
Dayak çekmek. Şut çekmek.
- Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak
-
Güç durumlara dayanmak, katlanmak
Yalnız bende meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşından beri çekiyordum. - Peyami Safa
-
Tartıda ağırlığı olmak
Tartsaydınız kırk, kırk beş kilodan fazla çekmezdi. - Peyami Safa
-
Döşemek
Kablo çekmek.
-
Herhangi bir engel kurmak
Derenin kış yaz kurumayan suları böğürtlen fidanlarını yükseltmiş, iki tarafa yemiş dolu bir koyu çit çekmiş. - Refik Halit Karay
-
Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak
Birisi niyet çeksin de biz de bir lokma bir şey yiyelim diye bekleşiyorlar. - Sait Faik Abasıyanık
-
İmbik yardımı ile elde etmek
İspirto çekmek. Gül yağı çekmek.
- Çizgi durumunda uzatmak
-
Aynısını yazmak veya çizmek
Yazıyı temize çekmek. Kopya çekmek.
-
Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak
Bardak çekmek.
- Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak
-
Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek
Fotoğraf çekmek. Film çekmek.
-
Taşıma gücü olmak
Bu araba 500 kilodan çok yük çekmez.
-
Öğütmek
Kahve çekmek.
- Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak
- Hoşa gitmek, sarmak
-
Kaçan ilmeği örmek
Çorap çekmek.
-
Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak
Beni Konya Lezzet Lokantasına götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar
-
Bir duyguyu içinde yaşatmak
Ona yanıyorum, onun hasretini çekiyorum. - Refik Halit Karay
-
Yürütmek, sürmek
Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek
Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra
-
Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak
Sorguya çekmek.
-
Herhangi bir anlama almak
Bak, sözümü nereye çekti!
-
Örtmek, giymek
Yorganınızı başınıza çeker ve uykunuza devam edersiniz. - Refik Halit Karay
- Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek
-
Yol, ay sürmek
Sevmediğim ayların çoğu otuz bir çeker, uzundur. - Burhan Felek
-
Daralıp kısalmak
Kumaşı yıkayınca çekti.
-
Asmak
Açıkta durduk. Demir attık. Kayığa tehlike bayrakları çektik. - Halikarnas Balıkçısı
- Boya, badana vb. sürmek
-
Yollamak
Çektikleri telgrafı babasıyla annesi, bakalım, alabilecekler mi? - Attila İlhan
-
Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak
Tulumba, suyu iyi çekiyor. Baca iyi çekiyor.
- Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek
- Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı
- Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak
-
İçki içmek
Çok kimse rakısını bağında çekiyordu. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- çek! (veya çek arabanı!)
- çekeceği olmak
- çekip almak
- çekip çevirmek
- çekip gitmek
- çekip vurmak
- çekiver kuyruğunu
Birleşik Kelimeler: çekçek, çek valf, çekyat, tutçek, dörtçeker, nemçeker, topçeker, yükçeker
TEKMELEME
-
Tekmelemek işi
Zaten son zamanlarda önüne gelen her şeyi tekmelemeyi huy edinmişti. - Elif Şafak
ÇEKMELİ
- Çekmesi olan
-
Çekmecesi olan
Çekmeli dolap.
Birleşik Kelimeler: çekmeli vagon
EKMEKÇİ
- Ekmek yapan veya satan kimse
-
Ekmek satılan dükkân
Delikanlılardan biri, bir ekmekçi hamurkârı idi. - Sait Faik Abasıyanık
TEKMELENME
- Tekmelenmek işi
TEKMELEMEK
-
Tekme vurmak, tekme atmak
Ayağımın ucuna ne gelirse çiğniyor, tekmeliyordum. - Reşat Nuri Güntekin
- Nankörce davranmak