[nesnesiz]

• Edinme işi yapılmak

  İnsan hayatında ömür boyu tesirleri olan duygular, hayaller ve alışkanlıklar küçük yaşlarda edinilir. - Mehmet Kaplan

[isim]

• Kredilemek işi

[isim]

• Menedilmek işi

[isim]

• Akdedilmek durumu

[-e]

[-i]

• Demek zorunda bıraktırmak

  Kendime deli dedirtinceye kadar neler çektiğimi ben bilirim. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

[mecaz]

• Çok üşüyen, ateşin yanından ayrılmayan (kimse)

• Uyuşuk, miskin (kimse)

• Sakin, yumuşak, uyumlu

  Dünkü kaplan, bir külkedisi yumuşaklığı ile göğsüme yaslandı. - Aka Gündüz

• Pasaklı, görgüsüz (kadın)

  O kibar adam bu külkedisine tenezzül eder mi hiç. - Ercüment Ekrem Talu

[isim]

[ekonomi]

• Sağladığı bir kredi, mal veya hizmet karşılığında bir para ödenmesini veya bir yükümlülüğün yerine getirilmesini istemeye hakkı olan taraf, kreditör

[isim]

• Yedirilmek işi

[isim]

• Azledilmek işi

[isim]

• Bütün yüzeye tutkal sürmeyi gerektirmeyen işlerde, fırçayı aralıklı bastırarak tutkal sürme işi

[isim]

• Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse

  Kiraladıkları otlakların sahibi yıllardır Manastır'a yerleşmiş bir mirasyediydi. - Necati Cumalı

[mecaz]

• Çok savurgan kimse

  Hayatını, gençliğini bir mirasyedi gibi hiç düşünmeden yiyip bitirmiş. - Mahmut Yesari

[isim]

• Sayılma

[isim]

[ekonomi]

• Güven yazısı

  Akreditifi açtırmadan ithal edilecek malı karşılık olarak gösterme olanağı yok. - Çetin Altan

• Kredi mektubu

[isim]

• Armağan olarak verilmek için hazırlanmış şey

[sıfat]

• Armağan olarak verilecek değerde olan

  Hediyelik vazo.

[sıfat]

[tıp]

• Ortopedi ile ilgili olan

  Ortopedik sakatlık.