İçinde Dık Bulunan Kelimeler
İçinde DIK olan 43 kelime bulunuyor. İçerisinde DIK geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Dık ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
12 Harfli Kelimeler
FINDIKKABUĞU33,
11 Harfli Kelimeler
FINDIKÇILIK26, FINDIKKIRAN22, ALIŞILMADIK20, GIDIKLANMAK20, SANDIKÇILIK20, SANDIKLAMAK16, SANDIKLANMA16
10 Harfli Kelimeler
GIDIKLAYIŞ24, FECRİSADIK23, GIDIKLAMAK19, GIDIKLANMA19, KARAYANDIK15, SANDIKLAMA15, TANIDIKLIK15
9 Harfli Kelimeler
FINDIKLIK20, GIDIKLAMA18, ALIŞILDIK17, ZINDIKLIK17
8 Harfli Kelimeler
FINDIKÇI22, FINDIKLI19, SANDIKÇI16, SANDIKLI13, SADIKANE12
7 Harfli Kelimeler
ŞIPIDIK19, KADIKÖY18, FINDIKİ17, SADIKÇA14, ONMADIK12, OLMADIK12, TANIDIK11
6 Harfli Kelimeler
DIĞDIK19, FINDIK16,
5 Harfli Kelimeler
GIDIK13, BIDIK11, SADIK9, ANDIK8
ANDIK
- Sırtlan
SADIK (Kelime Kökeni: Arapça ṣādiḳ)
- Doğru, gerçek
-
Sadakatli
Birisi onu alsa en sadık kadın olacak, en güzel yemekleri pişirecekmiş. - Çetin Altan
Ata Sözleri ve Deyimler
- sadık kalmak
Birleşik Kelimeler: fecrisadık
SANDIK (Kelime Kökeni: Arapça ṣandūḳ)
-
İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası
Dolabını, sandığını, kitaplarını, defterlerini didik didik aradık, bulamadık. - Yusuf Atılgan
- Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya plastikten yapılmış, dört köşe kap
-
Bir kurumda para alınıp verilen yer
Mal sandığı. Sandık emini.
-
Kamu kesiminde çalışan personelin sosyal güvenlik işlerini yürüten kuruluş
Emekli Sandığı.
- Yapılarda kum, çakıl vb. şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti
- Kamu kesiminde çalışan personelin kendi durumunda düşük faiz ve taksitler hâlinde geri ödemek üzere borç para aldığı birim
- Seçimlerde oy pusulalarının atıldığı kutu
- Mahalle tulumbacılarının omuzda taşıdıkları sandık biçimi tulumba
Ata Sözleri ve Deyimler
- sandığa gitmek
- sandığa gömmek
- sandık başına gitmek
- sandık düzmek
- sandıktaki sırtında, ambardaki karnında
- sandıktan çıkmak
Birleşik Kelimeler: sandık balığı, sandık başkanı, sandık çevresi, sandık emini, sandık eşyası, sandık gözlemcisi, sandık kurulu, sandık lekesi, sandık müşahidi, sandık odası, sandık sepet, sepet sandık, boyacı sandığı, mal sandığı, oy sandığı, seçim sandığı, yardım sandığı
TANIDIK
-
Tanışılıp konuşulan (kimse), bildik, tanış
Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı. - Ahmet Haşim
-
Daha önceden bilinen, görülen, aşina
Küçük kız, bir tanıdık edasıyla konuşan bu esrarlı adamı yadırgamadı. - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- tanıdık çıkmak
YANDIK
- Baklagillerden, sıcak ve kurak bölgelerde yetişen, sarımtırak küçük tohumlarından kudret helvasına benzer bir madde elde edilen bitki (Alhagi maurorum)
Birleşik Kelimeler: karayandık
BIDIK
- Kısa ve tıknaz
SADIKANE (Kelime Kökeni: Arapça ṣādiḳ + Farsça -āne)
- Sadıkça
ONMADIK
- Talihi yaver gitmeyen, başı beladan kurtulmayan
- Bereketsiz
Ata Sözleri ve Deyimler
- onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar
OLMADIK
-
Daha önce olmamış, alışılmamış, beklenmeyen, olağan karşıtı
Aslı olmadık şeye nasıl inanırım? - Ömer Seyfettin
SANDIKLI
- Duvar kaplamalarında kullanılan bir tür ince tahta
- Süs olarak kullanılan bir tür altın para
- Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri
ZINDIK (Kelime Kökeni: Arapça zindīḳ)
-
Tanrı'ya ve ahirete inanmayan (kimse)
Nazarında herkes zındıktı, hırsızdı, yalancıydı. - Ömer Seyfettin
GIDIK
- Çene altı, gerdan
SADIKÇA
- Sadığa yaraşır bir biçimde, sadıkane
KARAYANDIK
- Deve dikeni
SANDIKLAMA
- Sandıklamak işi