İçinde Dön Bulunan Kelimeler

İçinde DÖN olan 56 kelime bulunuyor. İçerisinde DÖN geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dön ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

DÖNÜŞTÜRÜLMEK31

12 Harfli Kelimeler

DÖNÜŞÜMCÜLÜK35, DÖNÜŞTÜRÜLME30

11 Harfli Kelimeler

DÖNÜŞTÜRÜCÜ33, DÖNÜŞSÜZLÜK32, DÖNÜŞTÜRMEK27, DÖNDÜRÜLMEK26

10 Harfli Kelimeler

DÖNÜŞTÜRÜM28, DÖNÜŞLÜLÜK27, DÖNÜŞTÜRME26, DÖNDÜRÜLME25, DÖNERCİLİK21, YANARDÖNER20

9 Harfli Kelimeler

DÖNÜŞÜMCÜ30, DÖNÜŞÜMLÜ27, DÖNDÜRMEK22, DÖNENCELİ20, DÖNELEMEK18

8 Harfli Kelimeler

DÖNÜŞSÜZ27, FIRDÖN27, GÜNDÖN26, DÖNDÜRÜŞ25, DÖNÜŞMEK22, DÖNÜMLÜK21, DÖNDÜRME21, DÖNÜLMEK19, DÖNENCEL19, DÖNENMEK17, DÖNELMEK17, DÖNELEME17, DÖNEKLİK16

7 Harfli Kelimeler

DÖNÜŞÜM23, DÖNÜŞLÜ22, DÖNÜŞME21, DÖNEMEÇ19, DÖNBABA19, DÖNÜLME18, DÖNERCİ18, DÖNENCE18, DÖNEKÇE18, DÖNMELİ16, DÖNELME16, DÖNENME16

6 Harfli Kelimeler

DÖNGEL18, DÖNMEK15

5 Harfli Kelimeler

DÖN19, DÖNÜŞ18, DÖNÜM16, DÖN16, DÖNÜT15, DÖNÜK15, DÖNME14, DÖNEM14, DÖNER13, DÖNEL13, DÖNEK13

DÖNER

[sıfat]

  • Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen

    Döner dolap

[isim]

  • Bir eksene geçirilmiş etlerin döndürülerek pişirilmesiyle yapılan kebap, döner kebap

    Lokantaların vitrinlerinde, mis kokularla dönerler pişiyordu. - Çetin Altan

Birleşik Kelimeler: döner ayna, döner kapı, döner kavşak, döner kebap, döner kule, döner sahne, döner sermaye, yaprak döner

DÖNEL

[sıfat]

[matematik]

  • Kendi ekseni çevresinde dönerek oluşmuş

    Dönel koni. Dönel silindir.

DÖNEK

[sıfat]

  • İnanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen, caygın, kaypak (kimse), kahpe

    Esasen bende kabahat ki sizin gibi dönek insanlarla yola çıkmışım. - Osman Cemal Kaygılı

DÖNME

[isim]

  • Dönmek işi

    Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı. - Tarık Buğra

  • Ameliyatla cinsiyet değiştiren kimse

[matematik]

  • Biçimi değişmeyen bir şeklin ekseni çevresindeki hareketi

[sıfat]

[din bilgisi]

  • Başka bir dindeyken Müslüman olan, mühtedi

Birleşik Kelimeler: dönme dolap, dönme ekseni, köşe dönmeci, baş dönmesi, kıl dönmesi

DÖNEM

[isim]

  • Belli özellikleri olan zaman parçası, periyot

    Otuz yedi yaş bana bitmez tükenmez bir dönem gibi geldi. - Halide Edip Adıvar

  • Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre

    Meşrutiyet dönemi.

  • Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki süre, devre

[eğitim bilimi]

  • Yarıyıl

    Kış dönemi sınavları.

Birleşik Kelimeler: terminal dönem, av dönemi, avlanma dönemi, bahar dönemi, Buzul Dönemi, Cahiliye Dönemi, eğitim dönemi, emekleme dönemi, güz dönemi, hazırlık dönemi, karbon dönemi, kavuşum dönemi, kış dönemi, kuluçka dönemi, yasama dönemi, yaz dönemi

DÖNMEK

[nesnesiz]

  • Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek

    İçeride anahtarın acı bir gıcırtıyla döndüğünü duydum. - Yusuf Ziya Ortaç

[-e]

[-den]

  • Geri gelmek, geri gitmek

    Ertesi gün aynı yoldan Bodrum'a döndük. - Halikarnas Balıkçısı

[-e]

  • Yönelmek

    Babam birdenbire bana döndü. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

  • Sapmak

    Gülümseyerek bir köşeyi döndü. - Peyami Safa

[-e]

  • Bir şeyi andıracak duruma girmek, benzemek

    Dikmen yolları, mabede adak için gidenlerin yollarına dönmüştü. - Aka Gündüz

  • Sınıfta kalmak

    Çocuk çalışmazsa bu yıl döner.

[-e]

  • Durumdan duruma geçmek, değişmek, olduğundan daha değişik bir durum almak, benzemek

    Erkekler tekaüt olunca çocuğa dönüyorlar. - Reşat Nuri Güntekin

[-de]

  • Belirli bir yerde dolaşmak

[-de]

  • Kendini bir yandan bir yana çevirmek

    Yatağında sabaha kadar dönüp durdu.

  • Yönetilmek, düzene konulmak, çekip çevrilmek

[-e]

  • Söz konusu etmek, hatırlamak

    Biz yine onun gençliğine, lise öğretmeni olduğu zamana dönelim. - Haldun Taner

[-e]

  • Bırakılan bir konu veya işe başlamak

[mecaz]

  • Hileyle, gizlice yapılmak

    Burada bir şeyler oluyor, bir şeyler dönüyor ama anlayamıyorum. - Refik Halit Karay

[din bilgisi]

  • İnanç, din veya düşüncesini değiştirmek

    Annesinin İtalyan Yahudisiyken döndüğünü söylemişti. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • döne dolaşa
  • dönüp dolaşmak
  • dönüp geriye bakmak

Birleşik Kelimeler: fırdöndü, gündöndü, yanardöner, köşe dönücü

DÖNÜT

[isim]

  • Geri bildirim

DÖNÜK

[sıfat]

  • Dönmüş, çevrilmiş (kimse)

    Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu. - Yusuf Atılgan

[mecaz]

  • Yönelmiş

    Artık kendime dönük şeyler yazmıyordum. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: dışa dönük, halka dönük, içe dönük

DÖNEKLİK

[isim]

  • Dönek olma durumu

DÖNMELİ

[isim]

  • Bir tür halı motifi

DÖNELME

[isim]

  • Dönelmek işi

DÖNENME

[isim]

  • Dönenmek işi

DÖNÜM

[isim]

  • Dönme işi

    Ne güzel bir fikir dönümünü işaret eden bir heves! - Reşat Nuri Güntekin

  • 1000 m² 'lik bir alan ölçüsü

    Dayım ölmeden önce bir vasiyet hazırlamış, kasabadaki evi, tarladaki birkaç dönüm toprağı Zöhre'ye bırakmış. - Ahmet Ümit

  • Tekrarlanan belli bir olayın tamamlanması ve yenisinin başlaması

    Yıl dönümü. Gün dönümü.

  • Gidip gelme ile yapılan bir işin her seferi

[eskimiş]

  • Eni boyu kırkar mimar arşını olan alan ölçüsü

Birleşik Kelimeler: dönüm noktası, ay dönümü, gün dönümü, kırlangıç dönümü, yaş dönümü, yıl dönümü

DÖNEÇ

[isim]

[fizik]

  • Dalgalı akımlı elektrik motor veya dinamolarında hareketli bölüm, rotor

DÖNENMEK

[halk ağzında]

[-de]

  • Olduğu yerde veya bir şeyin çevresinde dönmek

    Öğleye kadar dönendim durdum evin içinde, kendime işler uydurdum. - Erhan Bener