[isim]

• Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme

  Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var. - Çetin Altan

• Erişme, ulaşma

[ruh bilimi]

• Algı

[ruh bilimi]

• Algılama

Ata Sözleri ve Deyimler

• idrak etmek

[isim]

• Böbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı, sidik, küçük abdest, hacet

  Kan, idrar, bilmem ne tahlilleri filan bile bize esaslı bir şey söylemez. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

[tiyatro]

• Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama

• Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi, drama

• Tiyatro edebiyatı

[mecaz]

• Acıklı olay

  İhtiyarın ve umumiyetle insanın dramı nedir, bilir misiniz? - Burhan Felek

[isim]

• Dizgide harfler arasına konulan yazısız metal parçası

• Dizgi işinde kullanılan bir aralık ölçüsü birimi

[isim]

• Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem

  Gün kadranında çarşamba, yerini perşembe ile değiştirdi. - Haldun Taner

[fizik]

• Ölçek

[isim]

• Dram

[isim]

[coğrafya]

• Kutuplara yakın bölgelerin bitki örtüsü

• Bu bitkilerle kaplı geniş alan, kutup bozkırı

[isim]

[din bilgisi]

• Başkilise

  Katedralin önü turistlerle dolu. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

• Sahne oyununa özgü olan

  Bu oyunun dramatik çatısını ben koyacaktım. - Haldun Taner

• İçinde gerilim, çatışma vb. olaylar bulunan, insan ilişkileri ile gelişen (eser, olay)

[mecaz]

• Coşku veren, duyguları kamçılayan

[mecaz]

• Acıklı

  Hadiseler gösteriyor ki dramatik neticelerine rağmen her şey komik bir zemin üzerinde cereyan ediyor. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

[hayvan bilimi]

• Hidralar takımından, 1 santimetre uzunluğundaki, vücudu torba biçiminde, ağız çevresinde 6-10 dokunacı olan tatlı su hayvanı (Hydra)

[isim]

[kimya]

• Bir cismin suyla birleşmesiyle veya bazı madenler üzerinde suyun etkisiyle oluşan bileşik

[isim]

• Bazı mineral ürünlerin karışımı ile elde edilen, cildi korumak, düzgün ve güzel göstermek veya kırışıklıkları, pürüzleri gizlemek amacıyla yüze ve tene sürülen, kokulu ince toz

  Hiç boya kullanmaz, az pudra sürerdi. - Peyami Safa

[isim]

[tiyatro]

• Yunan trajedilerinde koro başı ile bir oyuncu arasında geçen şarkılı diyalog

[tiyatro]

• Oyuncuların müzik eşliğinde sahneye girip çıktıkları bir oyun türü

[tiyatro]

• Çağdaş tiyatroda, duygusal ve acıklı olaylara dayalı bir oyun türü

[sıfat]

• Acıklı, dokunaklı

[isim]

• Ejderha

[tarih]

• Batı ordularında, atlı veya yaya olarak çarpışan asker sınıfı

[isim]

[eskimiş]

• Yunanistan'ın para birimi