İçinde Dok Bulunan Kelimeler
İçinde DOK olan 72 kelime bulunuyor. İçerisinde DOK geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Dok kelimesinin anlamı nedir? Dok ile başlayan kelimeler. Dok ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
ENDOKRİNOLOJİK28
13 Harfli Kelimeler
ENDOKRİNOLOJİ27, DOKUNULMAZLIK23, DOKÜMANTASYON23
12 Harfli Kelimeler
DOKUZUNCULUK25, ONDOKUZMAYIS25, DOKTRİNCİLİK18, DOKUNAKLILIK18
11 Harfli Kelimeler
DOKUYUCULUK23, DOKUMACILIK21, DOKTORCULUK20, DOKUNDURMAK19, DOKUNMABANA18, ORTODOKSLUK18
10 Harfli Kelimeler
DOKUNCASIZ22, DOKUNULMAZ19, DOKUMAHANE19, DOKTORASIZ19, DOKSANINCI19, HETERODOKS19, DOKUNDURMA18, PARADOKSAL18, DOKÜMANTER16, DOKUNULMAK16, DOKUNMATİK15
9 Harfli Kelimeler
DOKUZUNCU21, DOKUNCALI17, DOKTRİNCİ15, DOKUNULMA15, DOKSANLIK14, DOKTORALI14, DOKTORLUK14, DOKUNAKLI14
8 Harfli Kelimeler
DOKUYUCU19,
7 Harfli Kelimeler
DOKUYUŞ17, DOKUSUZ16, DOKUZLU15, DOKUNUŞ15, DOKUZAR14, DOKUNCA14, DOKUNAÇ14, DOKÜMAN13, DOKUNUM13, DOKUTMA12, DOKUNMA12, DOKUMAK12, DOKTORA11, KOLEDOK11, DOKTRİN10
6 Harfli Kelimeler
BULDOK12, DOKUMA11, DOKULU11, DOKSAN10, DOKTOR10, REDOKS10
5 Harfli Kelimeler
DOKUZ12, PADOK12
4 Harfli Kelimeler
DOKU8
3 Harfli Kelimeler
DOK (Kelime Kökeni: İngilizce dock)
-
Gemilerin yükünün boşaltıldığı veya onarıldığı, üstü örtülü havuz
Çekiç sesleri geliyor doklardan / Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı - Orhan Veli Kanık
- Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda yapılan büyük depo
DOKU
- Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç
- Bir bütünün yapısı ve özelliği
Birleşik Kelimeler: doku bilimi, doku bozukluğu, doku ekimi, doku uyuşmazlığı, bağ doku, bağlantı doku, besi doku, büyütken doku, destek doku, kan doku, kas doku, katılgan doku, kemik doku, kıkırdak doku, özek doku, ölü doku, pek doku, sert doku, sıkı doku, sinir doku, sümük doku, sünger doku, sürgen doku, yağ doku, besi dokusu, korun dokusu, özümleme dokusu, palizat dokusu
DOKTRİN (Kelime Kökeni: Fransızca doctrine)
-
Öğreti
Millî kültür bir doktrin değil, yüzlerce eserden mürekkep bir kütüphane ve müzedir. - Mehmet Kaplan
DOKSAN
- Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 90 ve XC rakamlarının adı
- Dokuz kere on, seksen dokuzdan bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- doksan kapının ipini çekmek
DOKTOR (Kelime Kökeni: Fransızca docteur)
-
Hekim
Suzinak faslının eski yeni şarkıları birbirini takip ederken bu hâle gülen doktor gezinmeye başladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
- Bir fakülteyi veya bir yüksekokulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yükseköğrenim basamağına vardığını, geçirdiği özel sınavla ve başarılı bir eserle gösterenlere verilen akademik unvan
Ata Sözleri ve Deyimler
- doktora görünmek
- doktor doktor gezmek (veya dolaşmak)
Birleşik Kelimeler: uzman doktor, aile doktoru, akıl doktoru, çocuk doktoru, diş doktoru, göz doktoru, ruh doktoru
REDOKS (Kelime Kökeni: İngilizce redox)
- Bir atom veya molekülden ötekine bir veya daha çok elektronun geçişi olayı
ENDOKRİN (Kelime Kökeni: Fransızca endocrine)
- İç salgı
DOKTORA (Kelime Kökeni: Fransızca doctorat)
-
Bir fakülte veya yüksekokulu bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle erişilen derece, basamak
Gezdiricimiz, büyük romancı üstüne doktora tezini hazırlayan bir genç. - Melih Cevdet Anday
Ata Sözleri ve Deyimler
- doktora yapmak
KOLEDOK (Kelime Kökeni: Fransızca cholédoque)
- Öd kanalı
DOKUMA
-
Dokumak işi, tekstil
Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi.
- Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez
- Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen
- Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş)
-
Yapı, oluşum
Bunun için bu ad yıllara dayanacak, boyası has, dokuması sağlam bir ad olmalı, dedim. - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: dokumahane, dokuma tezgâhı, petek dokuma, tel dokuma
DOKULU
- Dokusu olan
Birleşik Kelimeler: besi dokulu
DOKSANAR
- Doksan sıfatının üleştirme sayı sıfatı
- Her birine doksan, her defasında doksanı bir arada olan
DOKUTMA
- Dokutmak işi
DOKUNMA
- Dokunmak (I) işi, temas
- Dokunmak (II) işi
Birleşik Kelimeler: dokunma duyusu
DOKUMAK
-
Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak
Orada kilim dokuyan kadınların arasında yaşam savaşı veriyordu. - Ayşe Kulin
- En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak
- Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek