İçinde Deh Bulunan Kelimeler

İçinde DEH olan 26 kelime bulunuyor. İçerisinde DEH geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Deh kelimesinin anlamı nedir? Deh ile başlayan kelimeler. Deh ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

DEHŞETLENMEK22

11 Harfli Kelimeler

FORMALDEHİT25, KADEHDAŞLIK23, DEHŞETLENME21

9 Harfli Kelimeler

HADDEHANE21, BENDEHANE17, DEHLETMEK16, DEHLENMEK16, KASİDEHAN16

8 Harfli Kelimeler

KADEHDAŞ19, DEHŞETLİ17, KADEHÇİK17, DEHLETME15, DEHLENME15, DEHLEMEK15

7 Harfli Kelimeler

DEHLEME14, ALDEHİT13, DEHALET13

6 Harfli Kelimeler

DEHHAŞ19, DEHDEH18, BADEHU15, DEHŞET15, DEHLİZ15

5 Harfli Kelimeler

KADEH11

4 Harfli Kelimeler

DEHA10

3 Harfli Kelimeler

DEH9

DEH

[ünlem]

  • Binek veya koşum hayvanlarını yürütmek için söylenen bir söz, dah

DEHA (Kelime Kökeni: Arapça dehā)

[isim]

  • İnsan zekâsının, insan kişiliğinin erişebileceği en yüksek düzey, dâhilik

    Hepimiz Mustafa Kemal'in askerlik dehasına inanırdık. - Falih Rıfkı Atay

  • Dâhi

    Dehalar muvaffak olmak için zamanlarını ve şartlarını unutamazlar. - Falih Rıfkı Atay

KADEH (Kelime Kökeni: Arapça ḳadeḥ)

[isim]

  • İçki içmeye yarayan ayaklı bardak

    Hemen meyhaneciye kadeh getirmesini söyledi. - Halikarnas Balıkçısı

[sıfat]

  • Bu bardağın alabileceği miktarda olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadeh kaldırmak
  • kadeh tokuşturmak

Birleşik Kelimeler: kadeh arkadaşı, göz kadehi

ALDEHİT (Kelime Kökeni: Fransızca aldéhyde)

[isim]

[kimya]

  • Alkolleri oksitlendirme veya asitleri indirgeme yolu ile elde edilen uçucu bir sıvı

DEHALET (Kelime Kökeni: Arapça deḫālet)

[isim]

[eskimiş]

  • Sığınma, korunma

DEHLEME

[isim]

  • Dehlemek işi

DEHLETME

[isim]

  • Dehletmek işi

DEHLENME

[isim]

  • Dehlenmek işi

DEHLEMEK

[-i]

  • Hayvanı `deh` diyerek yürütmek

    Hayvanı gayet ustaca dehleyerek beni Çingene çadırlarına getirdi. - Osman Cemal Kaygılı

[argo]

  • Kovmak

    Bu işi sen yapacaksın. Yapamazsan ben seni dehlerim. - Sait Faik Abasıyanık

BADEHU (Kelime Kökeni: Arapça baʿdehu)

[zarf]

[eskimiş]

  • Ondan sonra

DEHŞET (Kelime Kökeni: Arapça dehşet)

[isim]

  • Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Olağanüstü

    Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun. - Reşat Nuri Güntekin

[ünlem]

  • Olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatan bir söz

    Dehşet, bu ne güzellik!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dehşete düşürmek
  • dehşete kapılmak (veya düşmek)
  • dehşet saçmak

DEHLİZ (Kelime Kökeni: Farsça dehlīz)

[isim]

  • Üstü kapalı, dar ve uzun geçit

    Mihrabın sağ tarafında dehliz gibi kuytu bir köşeye açılan bir kapı vardır. - Yahya Kemal Beyatlı

DEHLETMEK

[-i]

  • Aşağılamak, hor görmek

DEHLENMEK

[nesnesiz]

  • Dehleme işi yapılmak

KASİDEHAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣīde + Farsça -ḫvān)

[isim]

[eskimiş]

  • Kaside okumayı meslek edinmiş kimse