[sıfat]

[halk ağzında]

• Dazlak

• Çıplak (toprak)

[sıfat]

• Başında saçı olmayan (kimse, baş), daz

  Adam kel kafalıydı ve gecenin karanlığında bile dazlak kafası uzaktan seçiliyordu. - Osman Aysu

[isim]

[eskimiş]

• 65 santimetrelik uzunluk ölçüsü

  Birader, bir ağızlık kullanıyor, nah, asgari bir endaze boyunda. - Attila İlhan

[mecaz]

• Ölçü

  Mehmetçiğin makamını şan ve şerefle ölçebilecek, ne bir tartı ne bir endaze ne bir kıyas, ne bir mikyas vardır. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

• endazeyi kaçırmak
• endazeyi şaşırmak

[isim]

[coğrafya]

• Ot bitmeyen, tuzlu, kıraç, kurak, yarı bozkır, yarı çöl özelliği gösteren yer

[sıfat]

• Ölçülü

[sıfat]

[eskimiş]

• Ok atan

[mecaz]

• Becerikli, elinden iş gelir

  Tirendaz bir ev hanımı.

[mecaz]

• Özenli

  İki birader, tirendaz surette giyinirler, gümüş başlı bastonlarına dayana dayana gezerlerdi. - Sermet Muhtar Alus

[isim]

• Dazlamak işi

[nesnesiz]

• Güç beğenmek, güç beğenir olmak

Ata Sözleri ve Deyimler

• dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer

[isim]

• Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Dazlak olma durumu

[isim]

• Endazelemek işi

[-i]

• Endaze ile ölçmek

[sıfat]

• Saçı olmayan (kimse)

[sıfat]

• Ölçüsüz

[isim]

• Dazlaklaşmak durumu