İçinde Dav Bulunan Kelimeler

İçinde DAV olan 66 kelime bulunuyor. İçerisinde DAV geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dav kelimesinin anlamı nedir? Dav ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

DAVRANILABİLMEK27

14 Harfli Kelimeler

DAVRANILABİLME26

13 Harfli Kelimeler

HIRDAVATÇILIK31, DAVRANIŞÇILIK30, KADAVRALAŞMAK25, DAVRANABİLMEK24

12 Harfli Kelimeler

BEDAVALAŞMAK26, DAVRANDIRMAK24, KADAVRALAŞMA24, DAVRANABİLME23, ANDAVALLILIK22

11 Harfli Kelimeler

BEDAVACILIK26, BEDAVALAŞMA25, DAVRANDIRMA23, DAVRANILMAK21

10 Harfli Kelimeler

HIRDAVATÇI27, DAVULCULUK24, BEDAVASINA22, DAVALAŞMAK22, DAVETÇİLİK21, DAVRANILMA20, ANDAVALLIK19

9 Harfli Kelimeler

DAVLUMBAZ24, DAVULTOZU23, BESBEDAVA22, DAVACILIK22, BEDAVADAN21, DAVALAŞMA21, MÜTEDAVİL20, ANDAVALLI18, DAVRANMAK18, DAVETNAME18, KARADAVAR17

8 Harfli Kelimeler

BEDAVACI22, HIRDAVAT21, BEDAVAYA20, DAVETSİZ20, DAVRANIŞ20, CIRDAVAL20, DAVRANIM18, DAVETİYE18, DAVRANMA17, DAVETKAR16

7 Harfli Kelimeler

AZDAVAY20, DAVULCU20, MÜDAVİM19, PEDAVRA19, DAVETÇİ18, TEDAVÜL17, DAVALIK16, ANDAVAL15, DAVETLİ15, KADAVRA15

6 Harfli Kelimeler

DAVACI18, DAVUDİ17, MÜDAVİ17, BEDAVA16, DAVALI15, ADAVET14, TEDAVİ14

5 Harfli Kelimeler

DAVYA15, DAVUL14, DAVET13, DAVAR13

4 Harfli Kelimeler

DAVA12

3 Harfli Kelimeler

DAV11

DAV

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Postu, kaplan postu gibi çizgili bir tür Afrika zebrası (Hippotigris burchelli)

DAVA (Kelime Kökeni: Arapça daʿvā)

[isim]

[hukuk]

  • Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
  • Sav

    Erkekler, davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Sorun

    O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Ülkü

    Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı. - Tarık Buğra

[argo]

  • Sevgili

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dava (veya davayı) kaybetmek
  • dava (veya davayı) kazanmak
  • dava (veya davayı) yitirmek
  • dava etmek (veya açmak)
  • dava görmek
  • davasını gütmek
  • davaya bakmak

Birleşik Kelimeler: dava adamı, dava arkadaşı, dava gideri, dava vekili, ticari dava, amme davası, benlik davası, boşanma davası, eşek davası, iflas davası, kamu davası, kan davası, namus davası, ödence davası, tazminat davası

DAVET (Kelime Kökeni: Arapça daʿvet)

[isim]

  • Çağrı, çağırma
  • Yemekli toplantı

    Davet günü bir de baktım seninki elini kolunu sallaya sallaya yapayalnız teşrif buyurdular. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • davete icabet etmek
  • davet etmek
  • davet olunmak

Birleşik Kelimeler: davetname

DAVAR

[isim]

  • Koyun ve keçiye verilen ortak ad

    Evin önünde birkaç davar geviş getiriyordu. - Halikarnas Balıkçısı

  • Koyun veya keçi sürüsü

    Çoban davarı yaymaya götürdü.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • davar gütmek

Birleşik Kelimeler: karadavar

ADAVET (Kelime Kökeni: Arapça ʿadāvet)

[isim]

[eskimiş]

  • Düşmanlık

TEDAVİ (Kelime Kökeni: Arapça tedāvī)

[isim]

  • Çeşitli yöntemlerle hastalığı iyi etme, iyileştirme, sağaltım, sağaltma, terapi

    Doktorlar hastaları tedavi için perhiz verir, bıçak, ilaç kullanırlar. - Mehmet Kaplan

[mecaz]

  • Aksayan bir şeyi düzeltme, iyileştirme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tedavi etmek
  • tedavi görmek (veya olmak)

Birleşik Kelimeler: ayakta tedavi, fizik tedavi, fizik tedavi uygulayıcısı, ışın tedavi uzmanı, kimyasal tedavi, antibiyotik tedavisi, ayak tedavisi, basınç tedavisi, deniz tedavisi, ısı tedavisi, ışın tedavisi, koku tedavisi, ozon tedavisi, östrojen tedavisi, su tedavisi, şok tedavisi, şua tedavisi

DAVUL (Kelime Kökeni: Arapça ṭabl)

[isim]

[müzik]

  • Büyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı
  • Bateri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde
  • davul çalmak (veya dövmek)
  • davul çalsan işitmez
  • davul dengi dengine diye çalar
  • davul gibi
  • davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı
  • davulun sesi uzaktan hoş gelir

Birleşik Kelimeler: davultozu, kulakdavulu

ANDAVAL

[sıfat]

[argo]

  • Andavallı

DAVETLİ

[isim]

  • Çağrılı

    Saat kaçtı bilmiyorum, lambalar söndü / Anladım ki davetliler evlere döndü - Enis Behiç Koryürek

KADAVRA (Kelime Kökeni: İtalyanca cadavere)

[isim]

  • Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan veya hayvan vücudu

    Akşama doğru artan dayanılmaz kokuya rağmen kadavra üzerinde tam iki gün aralıksız çalıştı. - İhsan Oktay Anar

DAVALI

[sıfat]

[hukuk]

  • Dava edilen (kimse), müddeialeyh
  • Davası olan (kimse)

    Mübaşir ilk duruşmanın davacı ve davalısını çağırıyordu. - Ayşe Kulin

  • Dava konusu olan

    Bu ev davalıdır.

DAVYA (Kelime Kökeni: Fransızca davier)

[isim]

  • Dişçi kerpeteni

DAVETKÂR (Kelime Kökeni: Arapça daʿvet + Farsça -kār)

[sıfat]

  • Çekici, cazibeli (bakış, davranış vb.)

    Yanımdan geçerken bir tuhaf baktı / Arzulu ve davetkârdı mutlak - Behçet Necatigil

DAVALIK

[sıfat]

  • Davayı gerektiren
  • Dava konusu olan

BEDAVA (Kelime Kökeni: Farsça bād + Arapça hevā)

[sıfat]

  • Karşılıksız, parasız

    Muharebe içinde herkese bedava şeker, pirinç, bulgur dağıtmış. - Ömer Seyfettin

  • Emeksiz, caba
  • Çok ucuz

[zarf]

  • Bedavadan

[zarf]

  • Herhangi bir bedel ödemeden

    Bedava yaşıyoruz bedava / Hava bedava, bulut bedava / Dere tepe bedava - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bedava sirke baldan tatlıdır

Birleşik Kelimeler: bedavadan ucuz