İçinde Dal Bulunan 6 Harfli Kelimeler

İçerisinde DAL olan 6 harfli 27 kelime bulunuyor. İçinde DAL olan 6 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dal ile başlayan 6 harfli kelimeler. dal ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DALI16, DALGIÇ16, DALFES15, FEODAL15, DALI15, DALDIZ14, GIDALI14, DALA14, VANDAL14, DALICI13, DALGIR13, DALGIN13, DALSIZ13, DALCIK12, DALINÇ12, HARDAL12, BUDALA11, DALYAN10, ODALIK10, SEDALI10, DALAMA9, DALMAK9, MANDAL9, SANDAL9, ADALET8, ADALAR8, İTİDAL8

ADALET (Kelime Kökeni: Arapça ʿadālet)

[isim]

  • Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe
  • Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme

    Hiçbir kuvvet beni adaletin tecellisi için çalışmaktan menedemeyecektir. - Nazım Hikmet

  • Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları

    Suçlular adaletin pençesinden kurtulamazlar.

  • Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk

    Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer. - Feridun Fazıl Tülbentçi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adalet dağıtmak
  • adalete teslim etmek
  • adalete teslim olmak
  • adaletine sığınmak

Birleşik Kelimeler: adalet kapısı, adalet mahkemesi, adalet örgütü, adalet sarayı, sosyal adalet

ADALAR

[isim]

  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

İTİDAL (Kelime Kökeni: Arapça iʿtidāl)

[isim]

  • Aşırı olmama durumu, ılımlılık, ölçülülük

    Onun her hissinde itidal vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]

  • Soğukkanlılık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itidalini kaybetmek
  • itidalini muhafaza etmek

Birleşik Kelimeler: itidal sahibi

DALAMA

[isim]

  • Dalamak işi

DALMAK

[-e]

  • Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek

    O çirkin, kaba kunduralarla sıcak günde serin denize dalmışım gibi rahatladım. - Ayla Kutlu

[nesnesiz]

  • Bir yerin içine girmek

    Hızla içeri dalıp mumun başında duran adama doğru iki adım attı. - Elif Şafak

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Kendini bilmez duruma gelmek, kendinden geçmek

    Çocuk ateşi çıkınca daldı.

[nesnesiz]

  • Uyumak

    O serinlik içinde Tevfik dalmış. Uyandığı vakit güneş çoktan doğmuştu. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak

[spor]

  • Güreşte rakibinin belden aşağı bir yerini aniden tutmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dala çıka
  • dalıp çıkmak
  • dalıp gitmek

MANDAL (Kelime Kökeni: Arapça mandāl)

[isim]

  • Kapı vb. şeyleri kapalı tutmaya yarayan, döner tahta veya metal parça
  • İpe serilen çamaşırı tutturmak için kullanılan yaylı kıskaç
  • Ut, kanun, keman vb. çalgıların tellerini geren düğme

Birleşik Kelimeler: çamaşır mandalı, kapı mandalı

[isim]

[halk ağzında]

  • Evlek

SANDAL (Kelime Kökeni: Arapça ṣandal)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Sandalgillerden, kerestesi sert ve kokulu bir ağaç (Santalum album)

Birleşik Kelimeler: sandal ağacı

[isim]

  • İnsan taşıyacak biçimde yapılmış, kürekle yürütülen deniz teknesi

    Annesiyle bir sandala binip karşıya geçtiler. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: cankurtaran sandalı, tahlisiye sandalı

[isim]

  • Sandalet

DALYAN (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Deniz, göl ve ırmakların kıyılara yakın yerlerinde ağ ve kazıklarla oluşturulan, büyük balık avlama yeri

    Dalyanda hamlacılar kaçıştı, deniz bir cam kadar sert ve hareketsiz. - Abidin Dino

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dalyan gibi

Birleşik Kelimeler: dalyan ağı, dalyan çorbası, dalyan köftesi, dalyan sepeti, dalyan tarlası, dalyan yeri

ODALIK

[isim]

[eskimiş]

  • Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı kadın

    Eskiden bu senin dediklerini yapanlara odalık denirdi. - Burhan Felek

[tarih]

  • Padişah, şehzade ve paşaların saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın, ikbal

    Rahmetli bilmem ne paşanın odalığı imiş. - Ercüment Ekrem Talu

SEDALI

[sıfat]

[dil bilgisi]

  • Yumuşak

Birleşik Kelimeler: sedalı ünsüz

BUDALA (Kelime Kökeni: Arapça budalā)

[sıfat]

  • Zekâca geri olan (kimse), alık

    Biz ondan yaşlı üç akıllı bu budalaya inandık. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Ahmak, bön

    Kendisi için bu budalaların arasında bir dakika geçirmek artık bir asır kaybetmeye müsaviydi. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Bir şeye aşırı düşkün

    Kibarlık budalası.

Birleşik Kelimeler: ayran budalası, kibarlık budalası

DALCIK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ana dalın kollarından her biri, küçük dal

DALINÇ

[isim]

[ruh bilimi]

  • Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, istiğrak, meditasyon
  • Günlük hayatın sıkıntılarından sıyrılmak amacıyla bağdaş kurarak sessiz ve hareketsiz bir biçimde düşüncelerden uzaklaşma, kendini dinleme, istiğrak, meditasyon

HARDAL (Kelime Kökeni: Arapça ḫardal)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Turpgillerden, 100-150 santimetre yüksekliğinde, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
  • Bu tohumun toz durumuna getirilmiş veya sirke ile karıştırılarak yapılmış macunu

    Sofra hardalı.

Birleşik Kelimeler: hardal gazı, hardal rengi, hardal yakısı, akhardal, sarımsak hardalı

DALICI

[sıfat]

[hayvan bilimi]

  • Dalma özelliği olan