[bağlaç]

• Da, de

  Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim. - Ahmet Kabaklı

• Bile

  Oysa bu arada o, sizi hiç tanımıyor dahi olabilir. - Elif Şafak

[isim]

• Olağanüstü yeteneği ve yaratıcı gücü olan kimse, deha, öke

  Atatürk, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan dâhiler soyundandı. - Haldun Taner

[isim]

• İç, içeri

  Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. - Atatürk

[zarf]

• İçinde, ... ile birlikte

  Bütün bu insanlar, amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir. - Tarık Buğra

[zarf]

• İçinde, içine almış durumda

  KDV dâhil.

Ata Sözleri ve Deyimler

• dâhil etmek
• dâhil olmak

[isim]

[eskimiş]

• Bir işe karışmış olma, karışma

Ata Sözleri ve Deyimler

• dahli olmak

[sıfat]

• İçle ilgili

  Darülbedayi kısmını ve bu kısmın dâhilî şekil ve manzarasını anlatmalıyım. - Halit Fahri Ozansoy

[isim]

• Dâhi olma durumu, deha

[zarf]

• İçeriden, içten

[zarf]

• Dâhiye yakışır bir biçimde, dahiyane

[sıfat]

• Beklentilerin üstünde, beklenmedik, alışılmadık

[zarf]

[eskimiş]

• Dâhice

[isim]

[eskimiş]

• Devlet yönetiminde iç işleri

  Dâhiliye nezaretine yazarlar, orası lazım gelen muameleyi yapar. - Aka Gündüz

[tıp]

• Vücudun iç hastalıklarıyla ilgili hekimlik kolu, iç hastalıkları

  Dâhiliye hemşiresi size yardım edecektir. - Cahit Uçuk

[sıfat]

[eskimiş]

• Karışan

[hukuk]

• Davaya müdahale eden, katılan

  Müdahil avukat.

[isim]

• İç hastalıkları uzmanı