İçinde Da Bulunan 5 Harfli Kelimeler

İçerisinde DA olan 5 harfli 123 kelime bulunuyor. İçinde DA olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Da ile başlayan 5 harfli kelimeler. da ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DAĞCI18, RODAJ17, BAĞDA16, DAVYA15, DAĞLI15, FAYDA15, DAVUL14, DAĞAR14, FUNDA14, FONDA14, SEVDA14, DAVET13, DAVAR13, DATİF13, EFDAL13, DAN13, FEDAİ13, FERDA13, GAYDA13, HAYDA13, OYDAŞ13, PAYDA13, PEYDA13, VARDA13, ÇIDAM12, DADAŞ12, DALGI12, DAMGA12, HURDA12, HODAN12, İHDAS12, ODACI12, CUDAM12, DALIŞ11, DALGA11, DAHİL11, DADAY11, DALIZ11, DANIŞ11, PANDA11, PEDAL11, CIDAK11, CUNDA11, ANDAÇ10, BORDA10, BUDAK10, BADAS10, DULDA10, DUDAK10, DATÇA10, DALAŞ10, DARCA10, DARAŞ10, DARAÇ10, DANCA10, ECDAT10, DAR10, DAL10, ABDAL9, ADAMI9, DAT9, DAR9, BARDA9, BADAT9, DAYAK9, DALSI9, DARBE9, DAMLI9, DALYA9, DAR9, İBDAİ9, İDA9, KUDAS9, MADAM9, ODALI9, SONDA9, SUDAN9, SUDAK9, YARDA9, ADAMA8, ADALI8, DAİMİ8, DAİMA8, DALLI8, DASİT8, DAMLA8, DAMAT8, DAMAR8, DAMAL8, DAMAK8, DALMA8, EDALI8, ENDAM8, İDAME8, İMDAT8, İKDAM8, KUNDA8, MAADA8, MANDA8, MARDA8, MEDAR8, NADAS8, ORADA8, ONDAN8, SADAK8, ARDAK7, ADANA7, ADALE7, DAT7, DAKAR7, DALAN7, DALAK7, DAKİK7, DAİRE7, DAKKA7, İDA7, İDARE7, KADAR7, NADAN7, RADAR7, RANDA7, TADAT7, TEDAİ7

ARDAK

[isim]

[bitki bilimi]

  • İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç

ADANA

[isim]

  • Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

Birleşik Kelimeler: Adana kebabı

ADALE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḍale)

[isim]

[anatomi]

  • Kas

AİDAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾidāt)

[isim]

  • Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti

    Hele şundan bundan aidat, iane ve yardım toplayıp veya böyle bir yardıma müminleri cebredip vakıf kurmak diye bir şey düşünülemez. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para

    Sabahları ekmek dağıtmaya çıkan, ayda bir de aidat toplayan Meryem dışında kimse çalmazdı kapısını. - Elif Şafak

  • Kesenek

Birleşik Kelimeler: üye aidatı, üyelik aidatı

DALAN

[isim]

[mimarlık]

  • Lobi

[halk ağzında]

  • Biçim, şekil

DALAK

[isim]

[anatomi]

  • Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ

[hayvan bilimi]

  • Omurgalı hayvanlarda lenf bezine benzeyen ve kan damarları çok olan bir organ

[halk ağzında]

  • Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri

[halk ağzında]

  • Bal peteği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dalak kestirmek

Birleşik Kelimeler: dalak otu, dağ dalak otu, tüylü dalak otu, arı dalağı

DAKİK (Kelime Kökeni: Arapça daḳīḳ)

[sıfat]

  • Düzenli işleyen, aksamayan

[mecaz]

  • Zamanı kullanmada çok dikkatli olan, her şeyi zamanında yapmaya özen gösteren

DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)

[isim]

  • Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat

    Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy

  • Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri

    Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay

  • Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
  • Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm

    Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü

    Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek

[matematik]

  • Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası

[müzik]

  • Saz takımında usul vurmaya yarayan tef

Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi

İDARİ (Kelime Kökeni: Arapça idārī)

[sıfat]

  • Yönetimsel

Birleşik Kelimeler: idari bütçe

İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)

[isim]

  • Yönetme, yönetim, çekip çevirme

    Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk

  • Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
  • Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam

    Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner

  • Bir kurumun işlerini yürüten kurul

    Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa

  • Tutum

    Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • İdare kandili veya lambası
  • Hoş görme, göz yumma
  • Yetinme

    Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idare etmek
  • idaresini bilmek

Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi

KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)

[edat]

  • Ölçüsünde, derecesinde

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

  • Büyüklüğünde, genişliğinde

    Bacak kadar çocuk.

    Avuç içi kadar yer.

  • Dek

    Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa

  • Gibi

    İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık

  • Denli

    Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Süre belirten bir söz

    Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay

[zarf]

  • Miktarda, derecede

    İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz

    Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay

NADAN (Kelime Kökeni: Farsça nādān)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bilgisiz, cahil

[mecaz]

  • Nobran, kaba, kötü

    Heyhat ki iyiler gider, nadanlar kalır. - Attila İlhan

RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)

[isim]

  • Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
  • Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt

[mecaz]

  • İçgüdü, seziş

    Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner

RANDA (Kelime Kökeni: İtalyanca randa)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken

TADAT (Kelime Kökeni: Arapça taʿdād)

[isim]

[eskimiş]

  • Sayma
  • Sayım

[askerlik]

  • Sayarak yoklama yapma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tadada çıkmak
  • tadat etmek

Birleşik Kelimeler: aleni tadat