[isim]

• Perşembe ile cumartesi arasındaki gün

[din bilgisi]

• Cuma namazı

[isim]

• Ocumak işi

[-den]

[halk ağzında]

• Bir şeyden korkmak, ürkmek, çekinmek

• Bir şeyden soğumak

[isim]

[mimarlık]

• Yapıların üst katlarında, ana duvarların dışına, sokağa doğru çıkıntı yapmış balkon

  Yola uzanan cumbaların altındaki destekler büyükannelerimizin sarkık gerdanlarına benzerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

• Eski evlerde pencere hizasından sokağa doğru çıkıntısı olan kafesli bölüm

  Nihayet dün gece komşu kadın cumbadan seslendi. - Mithat Cemal Kuntay

[isim]

[halk ağzında]

• Takla

[isim]

• Burcumak işi

[sıfat]

• Cumbası olan (yapı)

  Üsküdar'ın servileri, birbirine bakan cumbalı evleri, insana bir mistik tesir yapar. - Burhan Felek

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Güzel koku yaymak

[isim]

[eskimiş]

• Halk

• Topluluk

  Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

• Saldırı

  Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı - Yahya Kemal Beyatlı

• Üşüşme, bir yere toplanma

[ünlem]

• `İleri` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

[mecaz]

• Sert eleştiri

  Sözleri gazetelerin hücumuna yol açtı.

[spor]

• Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, hamle

Ata Sözleri ve Deyimler

• hücuma kalkmak
• hücum etmek

[isim]

• Cumbalamak işi

[isim]

• Suya düşen ağır bir cismin veya çalkalanan suyun çıkardığı sesin adı

[zarf]

• Ses çıkararak

  Cumbadak denize düştü.

[isim]

• Zonguldak iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Cumbalatmak işi