[zarf]

• Erkenden

  Ilıca hamamından ercecik kalkın / Kılavuz seçin de Şahren'i geçin - Halk türküsü

[sıfat]

• Çok ince

  Birincisi o incecik o dal gibi kız / Şimdi galiba bir tüccar karısı - Orhan Veli Kanık

[zarf]

• Belli belirsiz bir biçimde

  İncecikten bir kar yağar / Tozar elif elif diye - Karacaoğlan

[isim]

• Çalışma sırası geceye rastlayan görevli

[mecaz]

• Gündüz erken saatlerde kendini yorgun, çalışmaktan bitkin hisseden kimse

  Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar

[isim]

• Hece ölçüsüyle şiir yazan şair

[edebiyat]

• Millî Edebiyat döneminde hece ölçüsüyle şiirler yazan beş şairden her biri

  Hececiler kendilerinden sonra yeni bir edebî neslin yetişmediğini söylüyorlar. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• İşkence yapan kimse

  Seneler evvelinin işkencecisiyle bu adam arasında uzaktan yakından bir ilgi kurmazdı. - Osman Aysu

[sıfat]

• Çok genç, gepegenç, gepegencecik

  Bakanlar Kurulu her işi bırakıp gencecik bir şairin yazısı ile uğraşacak. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

• Gececi olma durumu

[isim]

• Hececi olma durumu

[isim]

• İşkenceci olma durumu

[zarf]

• Çabucak

  Kız hemencecik anlamıştı bu ilgiyi. - Tarık Buğra

[isim]

• Bir şeyi başkalarından önce yapma işi, inisiyatif

• Önde gelme işi

[isim]

[felsefe]

• Görecelik

  Mutluluğun, mutsuzluğun görececiliği mantık ölçülerine vurulamaz. - Haldun Taner

[sıfat]

• Garantör

[sıfat]

• Gencecik