İçinde Ca Bulunan Kelimeler
İçinde CA olan 981 kelime bulunuyor. İçerisinde CA geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ca ile başlayan kelimeler. Ca ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
ACAYİPLEŞİVERME34,
Tümünü Gör
14 Harfli Kelimeler
CAZİPLEŞEBİLME30, CAZİPLEŞTİRMEK28, ACAYİPLEŞTİRME27, CAHİLLEŞEBİLME27, CANSIZLAŞTIRMA27, OSMANLICACILIK26, PATLICANGİLLER26, CAZİBELEŞTİRME26, CAYDIRILABİLME26, BOCALAYABİLMEK25, SICAKLAŞTIRMAK24, AYRICALIKLILIK23, BOCALATABİLMEK23, CANLANDIRILMAK22, ALACAKLANDIRMA21, ALACALANDIRMAK21, CANKURTARANLIK19
13 Harfli Kelimeler
KAVRAYIŞSIZCA33,
Tümünü Gör
12 Harfli Kelimeler
PATAVATSIZCA30, CANIGÖNÜLDEN30, TECAHÜLÜARİF29, ÇILGINCASINA26, KIZILCAHAMAM26, MAĞRURCASINA26, CAYDIRICILIK26, AFACANLAŞMAK25, AĞIRCANLILIK25, ACAYİPLEŞMEK25, HEYECANLANIŞ25, CADALOZLAŞMA25, CANAVARLAŞMA25, AYRICALIKSIZ24, İHRACATÇILIK24, MERCANİĞNESİ24, OYUNCAKÇILIK24, SİNCAPGİLLER24, TÜCCARLAŞMAK24, CAZİBELEŞMEK24
Tümünü Gör
11 Harfli Kelimeler
HAYVANCAĞIZ37,
Tümünü Gör
10 Harfli Kelimeler
YAVRUCAĞIZ33, ÇOCUKCAĞIZ32, FEHVASINCA31, PERVASIZCA28, FÜTURSUZCA27, HESAPSIZCA27, HUZURSUZCA27, KADINCAĞIZ27, PEHLİVANCA27, SAYGISIZCA26, İNSAFSIZCA25, KAYGISIZCA25, LÜZUMSUZCA25, SAVURGANCA25, CAZIRDAYIŞ25, HEYECANSIZ24, TECAVÜZKAR24, CAZİPLEŞME24, CAYIRDAYIŞ24, ACIMASIZCA23
Tümünü Gör
9 Harfli Kelimeler
CAMGÖBEĞİ32, BURJUVACA31, GAGAVUZCA30, CANCAĞZIM27, ADAMCAĞIZ26, AYIBACAĞI25, HINCAHINÇ25, HOVARDACA25, ZÜCCACİYE25, CAVALACOZ25, BOĞMACALI24, ÇAĞATAYCA24, İŞGÜZARCA24, MÜTECAVİZ24, PODGORİCA24, FRANSIZCA23, HAYASIZCA23, OCAKEŞEĞİ23, ÇABUCACIK22, HESAPLICA22
Tümünü Gör
8 Harfli Kelimeler
CAFCAFLI27, KIZCAĞIZ26, BUNCAĞIZ25, CANCAĞIZ25, DOĞULUCA23, HUYSUZCA23, HAYVANCA23, HAVLICAN22, SACAYAĞI22, FİNCANCI21, HARCAYIŞ21, MÜRECCAH21, MIZMIZCA21, ŞAPŞALCA21, CUMHURCA21, CANCİĞER21, ÇILGINCA20, HINZIRCA20, HUNHARCA20, HAKSIZCA20
Tümünü Gör
7 Harfli Kelimeler
JAPONCA24, HOPPACA23, YAVUZCA22, BOĞMACA21, DOĞMACA21, DOĞRUCA21, GAVURCA21, TECAVÜZ21, YIĞILCA21, DOĞACAK20, DUYGUCA20, FODULCA20, MOĞOLCA20, VİCAHEN20, FAZLACA19, KOCAKÖY19, MÜCAVİR19, CANFEZA19, BOZUMCA18, PEŞTUCA18
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
CAFCAF24, CAMGÖZ23, HECCAV22, OĞUZCA21, SOĞDCA20, VİCAHİ19, SOFUCA18, AĞIRCA17, İCAPÇI17, UCUZCA17, CAĞLIK17, CAZGIR17, CAZSIZ17, AVAMCA16, SLAVCA16, TUVACA16, CAYGIN16, CANFES16, CAMEVİ16, AVARCA15
Tümünü Gör
5 Harfli Kelimeler
HİCAP16, HİCAZ15, SAVCA15, CAZİP15, CAZCI15, BOZCA14, CAYIŞ14, BOYCA13, GONCA13, CAMIZ13, CAMCI13, AHCAR12, ACICA12, MECAZ12, ŞUNCA12, ŞORCA12, ZORCA12, CACIK12, CAZLI12, CANİP12
Tümünü Gör
4 Harfli Kelimeler
VECA13, HOCA12, İCAP11, AZCA10, BOCA10, BUCA10, İCAZ10, CADI10, CAİZ10, BACA9, OMCA9, CABA9, AMCA8, KOCA8, LOCA8, ONCA8, OCAK8, CAMİ8, ANCA7, ACAR7
Tümünü Gör
3 Harfli Kelimeler
CAĞ13, CAZ9, UCA7, CAM7, CAR6, CAN6
CAR
- Çağrı, tellal ile duyurma
- İlan
- Tehlike durumu
Ata Sözleri ve Deyimler
- car etmek
Birleşik Kelimeler: carcar, car car
- Kadınların örtündükleri çarşaf, zar (III)
CAN (Kelime Kökeni: Farsça cān)
- İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
-
Yaşama, hayat
Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. - Reşat Nuri Güntekin
-
Güç, dirilik
Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Kişi, birey
Benimle beraber dört canız. - Falih Rıfkı Atay
-
İnsanın kendi varlığı, özü
Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık. - Nazım Hikmet
-
Gönül
Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade - Karacaoğlan
-
Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
Şeyh çıkınca oradaki canlar da sırasıyla yürüyüp kapıya gelince dönüp baş kestikten sonra dışarı çıkarlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Çok içten, sevimli, sevilen, şirin
Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- cana (veya canına) can katmak
- cana gelecek mala gelsin
- cana kıymak
- can alacak nokta (veya yer)
- can alıp can vermek
- cana minnet saymak (veya bilmek)
- can atmak
- can başına sıçramak
- can baş üstüne
- can beslemek
- can boğazdan gelir (veya geçer)
- can borcunu ödemek
- can bostanda bitmez
- can bulmak
- can cana, baş başa
- can candan şirindir (veya tatlıdır)
- can canın yoldaşıdır
- can cümleden aziz
- can çekişmek
- can çekişmektense ölmek yeğdir
- can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz
- candan geçmek
- can dayanmamak
- can derdinde olmak
- can derdine düşmek
- can gelmek
- canı acımak
- canı ağzına (veya boğazına) gelmek
- canı bayılmak
- canı burnuna (veya burnundan) gelmek
- canı burnundan çıkmak
- canı cana ölçmek
- canı canına (veya içine) sığmamak
- canı cehenneme
- canı çekilmek
- canı çekmek
- canı çıkasıca
- canı çıkmak
- canı çıksın!
- canı gelip gitmek
- canı gelmek
- canı gibi sevmek
- canı gitmek
- canı ile oynamak
- canı ile uğraşmak
- canı istemek
- canı isterse
- canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
- canım
- canım ciğerim
- canım dese canın çıksın diyor sanmak
- canımın içi
- canımı sokakta bulmadım
- canına acımamak
- canına değmek
- canına ezan okumak
- canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek)
- canına kastetmek
- canına kıymak
- canına minnet (olmak)
- canına okumak
- canına rahmet
- canına susamak
- canına tak demek (veya etmek)
- canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün)
- canına yandığım (veya yandığımın)
- canına yetmek
- canından bezmek (veya bıkmak veya usanmak)
- canından geçmek
- canını acıtmak
- canını almak
- canını bağışlamak
- canını burnundan getirmek
- canını cehenneme göndermek (veya yollamak)
- canını çıkarmak
- canını dar atmak
- canını dişine almak (veya takmak)
- canının derdine düşmek
- canının içine sokacağı gelmek
- canını sıkmak
- canını sokakta bulmamak
- canını vermek
- canını yakmak
- canın isterse
- canı sağ olsun!
- canı sıkılmak
- canı yanan eşek, attan yüğrük olur
- canı yanmak
- canı yerine gelmek
- canı yok mu?
- can kalmamak
- can kaygısına düşmek
- canlar!
- can olmak
- can sıkmak
- can vermek
- can yakmak
Birleşik Kelimeler: can acısı, can alıcı, can arkadaşı, can bunaltısı, canciğer, can çabası, can damarı, can direği, can dostu, can düşmanı, can eriği, canevi, can feda, canfes, can havliyle, can korkusu, cankulağı, can kurban, cankurtaran, can kuşu, can noktası, can pahasına, can pazarı, can sağlığı, can sıkıntısı, can simidi, cansiparane, can sohbeti, can suyu, can tahtası, can yeleği, can yoldaşı, cana yakın, canı burnunda, canı cebinde, canıgönülden, canı pek, canı sıkkın, canı tatlı, canı tez, canıyürekten, canına düşkün, canla başla, babacan
ANCA
-
O kadar
Bir sopa öğrenmişler anca ömürlerinde, hemen insanın karşısına onu dikerler. - Kerim Korcan
- Böylece, bu biçimde
-
Ancak
Saat dörde geliyor. Anca dalmışım demek ki. - Emine Işınsu
Ata Sözleri ve Deyimler
- anca beraber, kanca beraber
ACAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿacar)
- Atılgan
-
Güçlü ve becerikli, çevik, enerjik
Bunlar yarının kadın hakları savunucuları, acar avukatları olacak soydandırlar. - Haldun Taner
- Yeni
- Güneybatı Kafkasya'nın Türkiye sınırına yakın bölgesinde yaşayan bir halk, Acara
UCA
- Kuyruk sokumu kemiği
-
Yüce
Uca dağ başında yatmış uyumuş / Ela gözlerini uyku bürümüş - Halk türküsü
CAM (Kelime Kökeni: Farsça cām)
- Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim
-
Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça
Tıraşa başlarken biri büyük, biri küçük iki örtü alırdı, cam dolabından. - Necati Cumalı
-
Pencere
Camın önündeki masaların hemen arkasındaki yere oturup kalıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
- Kadeh, içki
Ata Sözleri ve Deyimler
- cama çıkmak
- cam gibi
- camı çerçeveyi indirmek
Birleşik Kelimeler: cam çivisi, cam elyafı, camevi, camgöbeği, camgöz, cam göz, camgüzeli, cam kanatlılar, cam kaya, cam lifi, cam macunu, cam mozaik, cam resim, cam suyu, cam yuvası, cam yünü, beyaz cam, buzlu cam, ısıcam, kristal cam, mikalı cam, plastik cam, kelebek camı, Moskof camı, saat camı, tepe camı
AMCA
- Babanın erkek kardeşi, baba yarısı, emmi
- Yaşlı erkeklere saygı için kullanılan bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- amcamla dayım, hepsinden aldım payım
Birleşik Kelimeler: amca kızı, amca oğlu, amcazade
KOCA
-
Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
Bütün kadınlar gibi aklınca bu yolla kocasını zevksizlikle suçluyordu. - Ayla Kutlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- koca bulmak
- kocaya gitmek
- kocaya kaçmak
- kocaya varmak
- kocaya vermek
Birleşik Kelimeler: kara koca, karı koca
-
Büyük, geniş
Uyandığım zaman koca bir karaltı vardı önümüzde. - Azra Erhat
-
Kocaman, iri
Koca kafa.
- Yaşlı, ihtiyar, pir
- Yüksek
- Büyük, ulu
Birleşik Kelimeler: kocabaş, kocabaşı, koca bebek, kocakarı, koca koca, koca kuşluk, kocaoğlan, koca yemiş
LOCA (Kelime Kökeni: İtalyanca loggia)
-
Tiyatro, sinema vb. eğlence yerlerinde veya parlamento salonlarında özel bölme
Gittim, bir hışımla locanın kapısını açtım. - Nazım Hikmet
- Masonluk bölümlerinden her biri
Birleşik Kelimeler: mason locası, şeref locası
ONCA
-
O kadar, o denli
Koca Yusuf onca atın içinden üç at seçememişti. - Yaşar Kemal
- (o'nca) Ona göre, onun düşüncesine göre
OCAK
-
Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer
Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar. - Halikarnas Balıkçısı
-
Şömine
Ocağın önünde oturup acayip bir dikkatle odunların yanışına bakar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet
Anlaşılan çamaşırcı giderken ocağı tam söndürmemiş olacak. - Haldun Taner
-
Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer
Konuşmalar iyice kızışmaya başladığı vakit kahve ocağının önünde görünür. - Salâh Birsel
-
Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer
Mermer ocağı. Kömür ocağı.
-
Bahçelerde veya bostanlarda her tür meyve ve sebze tohumu veya fidesinin dikimi için ayrılmış toprak çukuru
Mustafa, arkasına güçlü kuvvetli bir kadın takmış, üç evleğine çizgiler, ocaklar açıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer
Başlangıçtan beri burası bir vatansever ocağı idi. - Falih Rıfkı Atay
-
Yılın birinci ayı, kânunusani
Ocak ayını sevmem, oldum olası. - Burhan Felek
- Yeniçeri teşkilatını oluşturan odalardan her biri
-
Ev, aile, soy
Henüz temelleri atılmayan kendi ocağım kurulmadan yıkılmıştı. - Aka Gündüz
- Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile
Ata Sözleri ve Deyimler
- ocağı batmak
- ocağı kör kalmak
- ocağına düşmek
- ocağına incir (veya darı) dikmek (veya ekmek)
- ocağını yeşertmek
- ocağı sönmek
- ocağı tütmek
Birleşik Kelimeler: ocakbaşı, ocakeşeği, ocak kaşı, ocak katı, ocak taşı, kör ocak, od ocak, acemi ocağı, aile ocağı, asker ocağı, aş ocağı, baba ocağı, bostancı ocağı, çay ocağı, deprem ocağı, elektrik ocağı, gaz ocağı, humbara ocağı, ispirto ocağı, kahve ocağı, kireç ocağı, kum ocağı, maden ocağı, parti ocağı, sağlık ocağı, taş ocağı
CAM (Kelime Kökeni: Farsça cām)
- Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim
-
Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça
Tıraşa başlarken biri büyük, biri küçük iki örtü alırdı, cam dolabından. - Necati Cumalı
-
Pencere
Camın önündeki masaların hemen arkasındaki yere oturup kalıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
- Kadeh, içki
Ata Sözleri ve Deyimler
- cama çıkmak
- cam gibi
- camı çerçeveyi indirmek
Birleşik Kelimeler: cam çivisi, cam elyafı, camevi, camgöbeği, camgöz, cam göz, camgüzeli, cam kanatlılar, cam kaya, cam lifi, cam macunu, cam mozaik, cam resim, cam suyu, cam yuvası, cam yünü, beyaz cam, buzlu cam, ısıcam, kristal cam, mikalı cam, plastik cam, kelebek camı, Moskof camı, saat camı, tepe camı
BACA (Kelime Kökeni: Farsça bāce)
-
Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol
Bacaların ağzından çok dumanlar savruldu. - Lâtife Tekin
- Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği
- Çatı penceresi
Ata Sözleri ve Deyimler
- baca eğri de olsa duman doğru çıkar
- bacası tütmek
- bacası tütmez olmak
Birleşik Kelimeler: bacabaşı, baca dolgusu, baca fırıldağı, baca kaşı, baca kulağı, baca külahı, baca kürsüsü, baca şapkası, baca tomruğu, baca tomurcuğu, kör baca, arnavutbacası, ışık bacası, peribacası
OMCA
- Kalça kemiğinin bir bölümü
- Kesilmiş ağaç kökü, bağ kütüğü
CABA
-
Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava
Bu mâni benden sana caba olsun. - Salâh Birsel
-
(ca'ba) Fazla olarak, fazladan, üstelik
Kilometre başına bilmem ne kadar litre benzin dağıtılmış, yağ da caba! - Sait Faik Abasıyanık